🐀 Helal Kazanç Ile Ilgili Hadisler

Peygamberimizinhelal kazanç ile ilgili hadisleri Redt, Bitcoini diğer parabaseden satın al Redt, Bitcoini diğer parabaseden satın alKartsız işlemler bölümüne. Referans kodu ile para yatırma işlemi gerçekleştirebilmek için izlenmesi gereken adımlar şu şekildedir: ATM'den giriş tuşuna basılır. KulHakkı ile İlgili Ayetler ve Hadisler milliyet.com.tr › ramazan/dini-bilgilerve-hadisler Belli bir kişiye verilen zararlar yanında zimmet, irtikâp, karaborsacılık , fitne, idarî baskı ve zulüm gibi İşte, helal lokma ve helal kazanç ile ilgili herkesin bilmesi gereken bilgiler Haber güncelleme tarihi 05.02.2019 11:35 Helal kazanç ve helal lokma dinimiz gereğince meşru olan işleri yapmak ve bu işlerden kazanç elde etmek anlamına gelmektedir. Bitkisel ve mikrobiyal mayaların peynir üretiminde kullanılmasında ve bu yolla üretilmiş peynirlerin tüketilmesinde dinî açıdan bir sakınca bulunmamaktadır. Ayrıca etinin yenilmesi helal olan hayvanlardan elde edilen mayaların kullanılması caizdir. Ancak domuzun midesinden elde edilen peynir mayalarının kullanılması caiz Helalile ilgili sözler Bu sayfada "Helal ile ilgili örnekler, Helal ile ilgili sözler kısa, Helal ile ilgili sözler facebook, Helal ile ilgili hadisler, Helal ile ilgili güzel sözler, Helal ile ilgili özlü sözler, Helal ile ilgili cümleler, Helal kazanç ile ilgili sözler" yer verilmektedir.. helal kazanÇ, İnsan onuru ve erdemlİ toplum İnŞasi: İlgİlİ hadİsler Üzerİnden İktİsadİ bİr deĞerlendİrme year 2022, volume 4, issue 1, 1 - 17, 23.06.2022 Svi2. HELAL KAZANCA TEŞVİK, HARAMDAN SAKINDIRMA 5125 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir gün şöyle hitap ettiler “Ey insanlar! Allah Teâla hazretleri tayyibtir, tayyibten başka bir şey kabul etmez. Allah’ın mü’minlere emrettiği şeyler, peygambere emretmiş olduklarının aynısıdır. Nitekim Allah Teâla hazretleri peygamberlere “Ey peygamberler, temiz olanlardan yiyin ve sâlih amel işleyin” Mü’minûn 51 emretmiş, mü’minlere de “Ey iman edenler, size rızık olarak verdiklerimizin temizlerinden yiyin” Bakara 172 diye emirde bulunmuştur.” Sonra seferi uzatıp, saçı başı dağınık, toz-toprak içinde kalan ve elini semaya kaldırıp “Ey Rabbim, ey Rabbim” diye dua eden bir yolcuyu zikredip, dedi ki “Bu yolcunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır ve netice itibariyle haramla beslenmektedir. Peki böyle bir kimsenin duasına nasıl icâbet edilir?” buyurdular.” Müslim, Zekat 65, 1015; Tirmizi, Tefsir, Bakara 2992. 5126 – Havle el-Ensâriyye radıyallahu anhâ anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ı işittim. Şöyle buyurmuşlardı “Bir kısım insan vardır, Allah’ın mülkünden haksız bir surette mal elde etmeye girişirler. Halbuki bu, Kıyamet günü onlara bir ateştir, başka değil.” Buhâri, Hums 7; Tirmizi, Zühd 41, 2375. 5127 – Nu’man İbnu Beşir radıyallahu anhüma anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında haram veya helal olduğu şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah’ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.” Buhari, İman 39, Büyû’ 2; Müslim, Müsâkat 107, 1599; Ebu Davud, Büyû’ 3, 3329, 3330; Tirmizi, Büyü 1, 1205; Nesai, Büyü 2, 7, 241. 5128 – Selman el-Farisî ve İbnu Abbâs radıyallahu anhüm anlatıyorlar “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Helâl, Allah Teâla hazretlerinin kitabında helal kıldığı şeydir. Haram da Allah Teâla Hazretlerinin kitabında haram kıldığı şeydir. Hakkında sükût ettiği şey ise affedilmiştir. Onun hakkında sual külfetine girmeyiniz.” Rezin tahric etmiştir. Tirmizi, Libas 6, 1726; İbnu Mace, Et’ime 60, 3367. 5129 – Mikdâm İbnu Ma’dikerb radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Beni Âdem’den hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir taamı asla yememiştir. Allah’ın peygamberi Dâvud aleyhisselâm elinin emeğini yerdi.” Buhari, Büyü’ 15. 5130 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.” Buhari, Büyü’ 7, 23; Nesai, Büyü’ 2, 7, 243. Rezin şu ziyadede bulunmuştur “Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” MÜBAH OLAN KAZANÇLAR VE TAAMLAR 5131 – Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Muhakkakk ki yediğinizin en temizi kendi kesbinizden olandır. Muhakkak ki evladlarınız da kendi kesbinizdendir.” Ebu Davud, Büyü’ 79; Tirmizi, Ahkâm, 22, 1358; Nesai, Büyü’ 1, 7, 249; İbnu Mace, Tiarat 1, 2137, 64, 2290. 5132 – Sa’d İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor “Sanki Mudar kabilesine mensup uzun boylu bir kadın ayağa kalkıp “Ey Allah’ın Resûlü! Biz kadınlar babalarımız ve evladlarımız ve kocalarımız üzerine yüküz. Onların mallarında emirleri dışında, tasarrufu bize helal olan nedir?” diye sualde bulundu. Aleyhissalâtu vesselâm “Size helal olan “taze” dir. Ondan hem yiyin, hem de hediye edin!” buyurdular.” Ebu Davud der ki “Tazeden maksad ekmek, sebze ve taze meyve gibi fazla kalınca bozulan yiyeceklerdir.” Ebu Davud, Zekât 44, 1686. 5133 – Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor “Ebu Süfyan’ın karısı Hind, Bir gün gelerek “Ey Allah’ın Resûlü dedi. Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda nafaka vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor! Ne yapayım?” Aleyhissalatu vesselam “Örfe göre sana ve çocuğuna kifayet edecek miktarda al!” buyurdular.” Buhari, Büyü’ 95, Mezalim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eyman 3, Ahkâm 14, 180; Müslim, Akdiye 7, 1714; Ebu Davud, Büyü’ 81, 3532; Nesai, Kudat 30, 8, 246. 5134 – Kâsım İbnu Muhammed rahimehullah anlatıyor “Bir adam İbnu Abbas radıyallahu anhüma’ya “Yanımda bir devesi olan bir yetim var. Devesinin sütünden içebilir miyim?” diye sormuştu. İbnu Abbas şu cevabı verdi “Eğer deve kaybolunca arıyor, katran vesairesini sürerek tedavisini yapıyor, su yalağını onarıyor, sulama gününde suyunu içiriyorsan yavruya zarar vermeden ve memeyi tamamen kurutmadan içebilirsin.” Muvatta, Sıfatu’n Nebi 33, 2, 934. KUR’AN’I YAZMA VE ÖĞRETMENİN ÜCRETİ 5135 – İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Üzerine ücret almada en haklı olduğunuz şey Kitabullah’tır.” Buhari, İcare 16, muallak olarak kaydetmiştir, Tıbb 34. 5136 – Yine İbnu Abbas radıyallahu anhüma’dan anlatıldığına göre, “Kendisine mushaf yazmanın ücreti hakkında sorulmuştu. Şu cevapta bulundu “Bunda bir beis yok. Onlar, bu işte, ressam durumundadırlar, ellerinin emeğini yemektedirler.” Rezin tahric etmiştir. MEMURLARIN RIZIKLARI 5137 – Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor “Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh halife seçildiği zaman “Kavmim biliyor ki, benim mesleğim ailemin nafakasını te’minden âciz değildir. Ancak şimdi müslümanların işleriyle meşgulüm. Bu sebeple Ebu Bekr’in ailesi Beytü’l-Mal’den yiyecek, o da müslümanlar için çalışacak” dedi.” Buhari, Büyü’, 15. 5138 – Hz. Büreyde radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Biz kimi bir işe tayin eder, bir rızık tahsis edersek, bu tahsis edilenden maada aldığı gulûldür devlet malından hırsızlıktır.” Ebu Davud, Harac 10, 2943. 5139 – Müstevrid İbnu Şeddâd radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Kim bize memur olursa, kendine bir zevce edinsin. Hizmetçisi yoksa bir de hizmetçi edinsin. Meskeni yoksa bir mesken edinsin.” Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh dedi ki “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın şöyle buyurdukları bana haber verildi “Kim bunun dışında bir şey edinirse, bu kimse haindir, hırsızdır.” Ebu Davud, Harac 10, 2945. 5140 – Abdullah İbnu Amr es-Sa’di’nin anlattığına göre, “Hilafeti sırasında Hz. Ömer radıyallahu anh’ın yanına geldi. Hz. Ömer kendisine “Bana haber verildiğine göre, sen müslümanların işlerinden bir kısmını üzerine almışsın ve sana maaş verilince almaktan kaçınmışsın doğru mu?” diye sordu. Ben de “Evet!” dedim. Bunun üzerine Hz. Ömer “Bundan maksadın ne?” dedi. Ben de “Benim atlarım var, kölelerim var halim vaktim iyidir, hayır üzereyim. Ben maaşımın müslümanlara sadaka olmasını istiyorum” dedim. Hz. Ömer “Hayır! Böyle yapma! Çünkü bir ara bende senin gibi düşünmüş, senin arzu ettiğin şeyi arzu etmiştim. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana ihsanda bulunuyordu. Ben de “Bu parayı ona benden daha çok muhtaç olan birine ver!” diyordum. Hatta bir seferinde Aleyhissalâtu vesselâm yine bana mal vermişti. Ben yine “Bunu, onu benden daha çok muhtaç olan kimseye ver!” demiştim. Aleyhissalâtu vesselâm “Onu al, kendi malın yap, sonra tasadduk et! Bu maldan, sen talep etmeden, bekler vaziyeti almadan, gelen olursa onu al. Böyle olmayana gönlünü bağlama!” buyurdular.” Buhari, Ahkâm 17; Müslim, Zekât 111, 1045; Nesai, Zekat 94, 5, 103. İKTA’ 5141 – Vâil İbnu Hucr radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Hadramevt’te bulunan bir araziyi bana ikta’ etti. O sırada, Hz. Muâviye orada emir idi. Kendisine o araziyi bana vermesi için yazdı.” Ebu Davud, Harac 36, 3058, 3059; Tirmizi, Ahkâm 39, 1381. 5142 – Kesir İbnu Abdillah İbni Amr İbni Avf el-Müzeni, babasından, o da ceddi radıyallahu anh’tan anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm , Bilal İbnu’l-haris el-Müzeni’ye Kabaliyye madenlerini, yüksekte olanları ve alçakta olanlarıyla, Necid’de bulunan Kuds dağında ekine elverişli olan yerlerle birlikte ikta’ kıldı. Ancak ona hiçbir müslümanın hakkını vermedi. Bu ikta beratını ona şöyle yazdı “Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Allah’ın Resûlü Muhammed’in Bilâl İbnu’l-Hâris’e verdiğinin beratıdır. Ona, el-Kabaliyye mıntıkasının, alçak ve yüksek yerlerinin madenlerini vermiştir.” Bir rivayette şu ziyade var “Medine’ye dört beridlik mesafede yer alan Zâtu’n-Nusub ve Necd’de yer alan Kuds mevkiinin ekime elverişli olan kısmını da verdi. Hiçbir müslümanın hakkını vermedi. Bu berat metnini Resûlullah’ın emriyle, kâtibi Übey İbnu Ka’b yazdı.” Ebu Davud, Harac 36, 3062, 3063; Muvatta, Zekat 8, 1, 248. 5143 – Amr İbnu Hureys radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Medine’de yayı ile bir ev planı çizdi ve “Sana daha da artırayım mı, artırayım mı?” diye sordu.” Ebu Davud, Harac 36, 3060. HACCÂM’IN KESBİ 5144 – İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm hacamat oldu ve haccama ücretini verdi. Eğer bu hacamat ücreti haram olsaydı vermezdi. Ayrıca efendisine konuştu, o da vergisini hafifletti.” Buhari, İcare 18, Büyü’ 39, Tıbb 9; Müslim, Müsâkat 66, 1202; Ebu Davud, Büyü’ 39, 3423. 5145 – Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın muhacir ashabından bir adamın anlattığına göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar Su, ot ve ateş.” Ebu Davud, Büyü’ 62, 3477. 5146 – Esmer İbnu Mudarris radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki “Bir müslümanın henüz ulaşmadığı ot, odun, su gibi bir şeye önce ulaşan kimse ona sahip olur.” Bunun üzerine halk çıkıp, mübah şeyleri sahiplenmek maksadıyla birbirleriyle hızlıca işaretleme yarışına girdiler.” Ebu Davud, İmâret 36, 3071. MEKRUH KAZANÇLAR 5147 – Ebu Mes’ûd radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm köpeğin semenini, fâhişenin mehrini ve kâhinin ücretini yasakladı.” Buhari, Büyü’ 113, İcare 20, Talâk 51, Tıb 46; Müslim, Müsakat 39, 1567; Muvatta, Büyü’ 68, 2, 656; Tirmizi, Büyü’ 46, 1276; Nesai, Büyü’ 91, 7, 309; Ebu Davud, Büyü’ 68, 4381. 5148 – Ebu Cuheyfe radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kan mukabilinde alınan semenden, köpek semeninden, fuhuş kazancından men etti. Dövme yapanı, dövme yaptıranı, faiz yiyeni, faiz yedireni ve musavvirleri lanetledi.” Buhari, Büyü’ 113, 25, Talâk, Libas 86, 96; Ebu Davud, Büyü’ 65, 3483. 5149 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm câriyenin kesbini nehyetti.” Buhari, İcâre 20, Talâk 51; Ebu Davud, Büyü 40, 3425. Ebu Davud, Râfi’ İbnu Hadiç’ten yaptığı rivayette şu ziyadeyi kaydeder “…Kazancın nereden olduğunu bilinceye kadar…” 5150 – Hz. Osman radıyallahu anh anlatıyor “Çocukları kesbe mecbur etmeyin. Siz onları kesbe mecbur ettiğiniz zaman hırsızlık yaparlar. San’at sahibi olmayan câriyeleri de kesbe zorlamayın. Zira siz onları kesbe zorladığınız takdirde ferçleriyle kazanırlar. Onların getireceği paraya karşı istiğna gösterin ki, Allah da sizi müstağni kılsın. Size temiz olan yiyecekler yaraşır.” Muvatta, İsti’zan 42, 2, 981. 5151 – Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor “Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh’ın bir kölesi vardı. bu köle çalışıp kendisine belli bir haraç ödüyordu. Hz. Ebu Bekr onun kazancından yiyordu. Bir gün yine bir şeyler getirdi. Ebu Bekr radıyallahu anh bundan da yedi. Ancak kölesi “Bu yediğin nedir, biliyor musun?” dedi. Hz. Ebu Bekr “Neymiş o?” deyince köle açıkladı “Ben câhiliye devrinde kâhinlik yapardım. Aslında bu işin ehli de değildim. Bu sebeple kkafadan atıp bir adam aldatmıştım. Bugün yolda bana rastladı ve kâhinliğimden kalma eski bir borcunu ödedi. Yediğiniz işte bu idi!” Bunun üzerine Ebu Bekr elini boğazına atıp, midesinde her ne varsa kusup çıkardı.” Buhari, Menakıbu’l-Ensâr, 26. KÖPEĞİN SEMENİ 5152 – İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm köpeğin semeninden nehiy buyurdular. Eğer sahibi, öldürülen köpeğin semenini istemeye gelirse, avucunu toprakla doldurun.” Ebu Davud, Büyü 68, 3482; Nesai, Büyü 91, 7, 309. Metin Ebu Davud’a aittir. 5153 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, av köpeği hariç, köpeğin semenini yasakladı.” Tirmizi, Büyü’ 50, 1281. KEDİ 5154 – Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kedinin yenmesini ve semenini yasakladı.” Ebu Davud, Büyü’ 64, 3480; Tirmizi, Büyü’ 49, 1280. HACAMAT YAPANIN KESBİNDEKİ KERAHET 5155 – İbnu Muhayyısa el-Ensâri, babasından anlattığına göre, “Babası Muhayyısa haccamın kiralanması hususunda izin istedi. Resûlullah onu menetti. Muhayyısa’nın haccam bir azadlısı vardı. Sorup izin istemeye ara vermedi. Sonunda Aleyhissalatu vesselam kendisine “Onunla deveni ve köleni besle, kendin yeme!” buyurdular.” Muvatta, İsti’zan 28, 2, 970; Ebu Davud, Büyü 28, 3422; Tirmizi, Büyü 47, 1277; İbnu Mace, Ticarat 10, 2166. 5156 – Ebu Davud’un bir diğer rivayetinde Aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur “Ben teyzeme bir köle bağışladım ve ben onun teyzem hakkında mübarek olmasını diliyorum. Teyzeme “Onu haccama teslim etme, kuyumcuyave kasaba da teslim etme!” dedim.” Ebu Davud, Büyü’ 49, 3430. DAMIZLIK HAYVANIN SUYU 5157 – Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor “Kilâb kabilesinden bir adam, Resûlullah’a damızlık hayvanın suyundan para almayı sordu. Aleyhissalatu vesselam yasakladı. Adam “Ey Allah’ın Resûlü! Biz damızlığı aştırıyoruz da, böze ikramda bulunuyorlar!” dedi. Aleyhissalatu vesselam ikramda bulunmaya ruhsat verdi.” Tirmizi, Büyü 45, 1274; Nesai, Büyü 94, 7, 360. KUSÂME 5158 – el-Hurdi radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir gün bize “Kusâmeden sakının!” buyurdular. Biz “Kusâme de nedir?” dedik. “Bir cemaatin başında bulunan bir kimse birşey taksim ettiği zaman berikinin ve ötekinin hisselerinden bir şeyler alırsa, işte bu aldığı şey kusâmedir.” Ebu Davud, Cihad 179, 2783, 2784. MADEN 5159 – İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor “Bir adam kendisine on dinar borçlu olan bir alacaklısının peşine düştü ve “Vallahi borcunu ödeyinceye veya bana bir kefil getirinceye kadar arkanı bırakmayacağım!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam o borcu üzerine aldı. Sonra adam, üzerine aldığı miktarı Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’a getirdi. Aleyhissalatu vesselam adama “Bu parayı nereden buldun?” diye sordu. Adam “Madenden!” dedi. Aleyhissalatu vesselam “Öyleyse bizim buna ihtiyacımız yok! Onda hayır da yok” buyurdu ve borcu ona bedel ödeyiverdi.” Ebu Davud, Büyü 2, 3328; İbnu Mace, Sadakat 9, 2406. SULTANIN İHSANI 5160 – Abdullah İbnu Amr İbni’s-Sa’di, Hz. Ömer radıyallahu anh’tan naklediyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana ihsanda bulunurdu. Ben de “Siz bunu, benden daha muhtaca verin” diyordum. Aleyhissalatu vesselam da “Al bunu! Sen beklemez ve istemez olduğun halde sana geleni al! Bu şekilde gelmezse, nefsini peşine takma!” buyurdu.” Buhari, Akham 17, Zekat 51; Müslim, Zekat 110, 1045. Bir rivayette şu ziyade gelmiştir “Bu sebeple İbnu Ömer radıyallahu anhüma, ne bir şey isterdi, ne de kendine ihsan edilen bir şeyi reddederdi.” 5161 – Bir diğer rivayette şöyle denmiştir “Hz. Ömer radıyallahu anh beni, zekat toplama işine tayin etti. Bu işi tamamlayınca bana ücret verilmesini emretti. Ben “Ben Allah rızası için çalıştım, ücretim Allah üzerinedir!” dedim. Hz. Ömer “Sen, sana verileni al. Nitekim ben de Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında çalışmıştım. Bana ücret verdi. hatta ilk seferinde ben de senin söylediğini söyledim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam bana “Sen istemediğin halde sana birşeyler verilirse, onu al ye ve tasadduk et!” buyurdular” dedi.” 5162 – Selim İbnu Mutayr babasından naklen anlatıyor “Bir adamın şöyle söylediğini işittim “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ın Veda Haccı sırasında hutbede şöyle söylediğini işittim “Ey insanlar! İhsanları, onlar ihsan kaldığı müddetçe alın! Ne zaman, Kureyş saltanat kavgasına düşer ve ihsan dininizden rüşvet mukabili olursa, o zaman onu bırakın ve almayın!” Ebu Davud, Harac 17, 2958, 2959. İKİ YARIŞÇI 5163 – İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm iki yarışçının yemeğini nehyetti Müsabaka ve kumar.” Ebu Davud, Et’ime 7, 3754. MEKS USULSÜZ VERGİ 5164 – Ukbe İbnu Âmir radıyallahu anh anlatıyor “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm ın “Cennete meks sahibi girmeyecektir!” dediğini işittim.” Ebu Davud, Harac 7, 2937. İnsanoğlu, yaratılışı, sosyal yapısı gereği hayatını sürdürmek için yeme, içme, giyim ve barınma gibi şeylere muhtaç bulunmaktadır. Haliyle onun, bu tabii ihtiyaçlarını elde etmek için çalışıp kazanması gerekir. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde bunu net ve açık bir şekilde dile getirmektedir. Konu ile ilgili bir ayet şöyledir وَمَا جَعَلْنَاهُمْ جَسَداً لَّا يَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَمَا كَانُوا خَالِدِينَ “Biz, onları yemek yemez bir beden yapısında yaratmadık ve onlar, ebedi kalacaklar da değildir.”[1] Ayette insanların iki tabii özelliğine işaret edilmektedir. Bunların birincisi, insanların hayatlarını devam ettirmeleri için gıda almaları gerekmektedir. İnsanların gıda almadan hayatta kalmaları mümkün değildir. Yaşamak için, mutlaka beslenmek gerekir. Beslenmek için gerekli olan yiyecek ve içeceği elde etmek için de çalışmak icap eder. Ayette işaret edilen ikinci husus ise, insanların dünya hayatında ebedi kalmamalarıdır. Her nefis, mutlaka ölümü tada çaktır. Yüce Allah başka bir ayette bu hususu güzel bir şekilde haber vermiştir كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ “Her nefis, ölümü tadacaktır.”[2] Ona göre dünya hayatını sürdürmek için çalışıp kazanmak ve ölümdem sonraki ahiret hayatına da hazırlanmak icap eder. Hz. Muhammed de bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştur “Dünyasını ahireti için ve ahiretini dünyası için terk eden kişi, sizin hayırlınız değildir. Ancak ikisinden de nasibini alan kişi, hayırlı olan kişidir. Şunu kesin olarak bilin ki dünya, ahiret için bir vasıtadır. İnsanlara yük olmayın.”[3] Bu hadiste dünya ve ahiret dengesi dile getirilmiş, bu dengeye uygun hareket edenlerin hayırlı insanlar oldukları vurgulanmıştır. Hz. Muhammed bu hadiste, çalışmayıp hayatı sürdürmek için elini açıp dilenmekten, böylelikle başkalarına yük olmaktan da uzak durmayı emretmiştir. Ona göre hayatımızı sürdürmek için çalışmamız, ama mutlaka haksız yollardan kazanmaktan da sakınmamız gerekir. Akademik Akıl, bu ay için HAKSIZ KAZANÇ başlığını seçmiş bulunmaktadır. Biz bu konuda HELAL KAZANÇ başlığı ile bazı bilgileri vermeye çalışacağız. Konumuzu hep Kur’ân ve sünnet açısından değerlendirdiğimiz için, konu ile ilgili bazı ayet ve hadislerle anlatmaya çalışacağız. فَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ حَلالاً طَيِّباً وَاشْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal ve temiz olanlarını yiyin. Eğer Allah’a kulluk ediyorsanız, Allah’ın nimetine şükredin.”[4] وَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ حَلاَلاً طَيِّباً وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِيَ أَنتُم بِهِ مُؤْمِنُونَ “Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Kendisine inanmakta olduğunuz Allah’tan korkup sakının/dürüst olun.”[5] Bu ve benzeri ayetlerde bildirildiği gibi, Allah’a inanan, O’na iman eden kişilerin, mutlaka haram kazançtan sakınmaları ve helal kazanç ile yetinmeleri gerekir. Çünkü helal kazanç, Allah’a inanan insanlar için yeterlidir. Başka bir ayette de haram şeylerden kaçınma hususunda şu bilgiler verilmektedir قُلْ تَعَالَوْاْ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ أَلاَّ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئاً وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً وَلاَ تَقْتُلُواْ أَوْلاَدَكُم مِّنْ إمْلاَقٍ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلاَ تَقْرَبُواْ الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلاَ تَقْتُلُواْ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللّهُ إِلاَّ بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ “De ki Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anne babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızıklarını Biz vermekteyiz. Fuhşun/çirkin kötülüklerin açığına ve gizli olanına yaklaşmayın. Hakka dayalı olma dışında, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı kimseyi öldürmeyin. İşte Allah, sizlere bu tavsiyelerde bulundu. Umulur ki akıl erdirirsiniz.”[6] Allah’a ortak kabul etmek, anne babaya kötülükte bulunmak, yoksulluk endişesi ile çocukları şu veya bu şekilde öldürmek, ahlak dışı her türlü fuhuş/kötülükler ve insan öldürmek, bu ayette Allah’ın haram kıldığı şeyler olarak haber verilmektedir. Yoksulluk endişesi ile çocukları öldürmek, konumuzu ilgilendirmektedir. Ayette haber verildiği gibi Yüce Allah, herkesin rızkını vermektedir. Örneğin anne karnındaki çocuğu açlık endişesi ile aldırmak, İslâm inancı ile bağdaşmamaktadır. Onun da rızkını Allah verir. Yeter ki çalışalım, helal kazancı elde etme gayretinde bulunalım. Hz. Muhammed çeşitli hadislerde haksız kazançtan uzak durmayı ve helal kazancı elde etmeyi emretmiştir. Bu Hdislerden bazıları şöyledir “Helâl bellidir, haram bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve onurunu korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere bulaşırsa, harama düşmüş olur.”[7] “Sizden birinizin urganını alıp sırtında bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır.”[8] “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir. Allah’ın Peygamberi Davut da kendi elinin emeğini yerdi.”[9] “Kim helal lokma yer ve Sünnet çerçevesinde amel eder, insanlar da onun kötülüklerinden emin olurlarsa o kişi cennete girer.”[10] Bu ayet ve hadislerde haber verildiği gibi, daima helal kazançtan yana tavır koyalım. Başkalarının hakkını şu veya bu şekilde elde etmemiz, haksız kazançtır ve o da haramdır. Şunu unutmayalım ki, hiç kimse haksız kazançtan hayır görememektedir. Hak etmediğimiz görev ve vazifede elde ettiğimiz kazanç, haksız, yani haram kazançtır. Emeğimizin bulunmadığı her kazanç, avantadan elde ettiğimiz her gelir, haksız birer kazançtır. Haksız kazanç yollarına başvuranlar, insanlar karşısındaki güvenini kaybeder. Bu da toplumdaki ahlaki çöküntüye sebep olur. Haksız kazanç, toplumları çökertir ve devletlerin yıkılmasına sebep olur. Onurlu, şahsiyetli, vicdanlı, inançlı ve ahlaklı her insan, her zaman için haksız kazançtan uzak durur ve helal kazanca yönelir. Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. KAYNAKLAR [1] el-Enbiyâ 21/8. [2] Alu İmrân 3/185. [3] el-Menâvî, Feyzu’l-Kadîr Şerhu’l-Camii’s-Sağîr, V, 364, hadis no 5794. [4] en-Nahl 16/114. [5] el-Mâide 5/88. [6] el-En’âm 6/151. [7] Müslim, müsâkât, 107. [8] Buhârî, Zekât, 50. [9] Buhârî, Büyû, 15. [10] Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyâme, 6.

helal kazanç ile ilgili hadisler