🛷 Idam Cezası Olmalı Mı Olmamalı Mı Münazara
Ölümcezası, bir devletin bir suçun karşılığı olarak bir mahkûmun hayatına son vermesidir. Ölüm cezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir. Ölüm cezası suçu cezalandırmak ve siyasi ve dinî ihtilafları bastırmak amacıyla geçmişte çoğu toplum tarafından kullanılmıştır. Tarihsel olarak
Başkan Erdoğan: İdam cezası tartışılmalı. Marmaris'te orman yangını çıkartan kişi hakkında konuşan Başkan Erdoğan, "Diyorum ki ucu nereye dayanıyor, idama mı, idam olmalı.
üniversitelerde özgürlük sınırlamaları olmalı mı olmamalı mı?iletişim araçlarımı halkın tercihlerini,halk mı iletişim araçlarının tercihlerini şekillendirir 03 Temmuz 2009 22:40 kalbim
Burivayete göre Zeyd, Cahiliye zamanında Resulullah'tan daha faziletli ve üstün olmalı!! Zira o, Cahiliye döneminin yanlışlarını (putlara kesilen eti yemek gibi) biliyor ve onlardan kaçınıyordu; ama ileride Allah'ın en son ve en faziletli resulü olacak kimse bunu bilmiyor veya bildiği hâlde yapıyordu!!
Ancak bu kişinin cezası kanunen 2 yıl hapisten başlıyor. Cezaların bu kadar az olmasına birçok kesimden tepki gelirken Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘idam’ seçeneğini ilk kez dile getirdi.
108. Sizce suçlulara idam cezası verilmeli mi, verilmemeli mi? 109. Öğrencilere okuma kitaplarının seçiminde müdahale edilmeli midir, edilmemeli midir? 110. Kitap daha çok gençlikte mi yaşlılıkta mı okunmalıdır? 111. Çok gezen mi, çok okuyan mı daha çok bilir? 112. İmkânsız olsa yerli araba mı yoksa yabancı araba mı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'ın orman yangınlarındaki cezayla ilgili idam çıkışına ilişkin soruya yanıt veren Karamollaoğlu, "Terör suçları, kadın cinayetleri, orman yangınları da denildi, ne olursa olsun cinayetlerde idam cezası muhafaza edilmeliydi. Kasten işlenmiş bir cinayet, hele de kadınlara karşı olan
Npsr. Münazara, sahip olunması gereken son derece yararlı bir beceridir. İyi bir tartışmacı olmak, iş başarısı, liderlik fırsatları ve okulda iyi notlar gibi birçok fayda sağlayabilir. Münazara, en ikna edici argümanı yaratarak kazanmaya çalıştığınız yapılandırılmış bir yarışmadır. Münazaralar, çoğu zaman resmidir ancak gayri resmi ortamlarda da gerçekleştirilebilir. Bir münazarada, genellikle verilen bir ifade vardır ve katılımcılar ya olumlu ya da olumsuz tarafı seçmelidir. Münazara katılımcılarına hazırlanmaları için biraz zaman verilir ve ardından belirli bir süre konuşma fırsatı verilir. Konuşmacılar, olumlu ve olumsuz taraflar arasında geçiş yapar ve sonunda bir jüri, hangi tarafın en ikna edici argümanları sunduğuna ve tartışmayı kazandığına karar verir. Münazara düzenlemenin en zor aşamalarından biri bazen münazara konusu bulmaktır. Bu içerikteki konular münazara konusu arayışınızı sonlandırabilir veya yeni bir konu bulmanız için ilham kaynağınız olabilir. Genetiği değiştirilmiş gıdalar dünyadaki açlığa karşı uygun bir çözüm müdür, yoksa insanlık için daha büyük bir tehlike mi taşımaktadır? Oy verme yaşı düşürülmeli midir, yükseltilmeli midir? Günümüzde idam cezasının olması gerektiğini düşünüyor musunuz? ●●● 16 yaşın altındaki çocuklar kendi sosyal medya hesaplarına sahip olabilmeli midir? Ticari kullanım için nükleer enerji geliştirmek etik midir? Deneyler için hayvanları kullanmak etik bir davranış mıdır? Anne ve babalar en önemli öğretmenler midir? Üniversitelerde devam zorunluluğu olmalı mıdır? ●●● Tek cinsiyetli okulların açılması, eğitim açısından karma okullardan daha etkili olur mu? Yemek yapma işini kolaylaştıran teknolojik gelişmeler, yeme alışkanlıklarını değiştirdi mi? Sosyal medya insan iletişimini geliştirdi mi, kötüleştirdi mi? TV’ler, arkadaşlar arasındaki iletişimi iyileştirdi mi, kötüleştirdi mi? ●●● Devlet veya belediyeler; öncelikle toplu taşıma araçlarını mı yenilemeli, yoksa yolları mı? Teknoloji öğrenmeyi hızlandırıp iyileştirdi mi? Kentsel bölgelerde yaşamak mı daha avantajlıdır, kırsal bölgelerde yaşamak mı? Yasalar bugünün internet teknolojisine ayak uydurabilir mi? Teknolojinin insan vücudu ile kaynaştırılıp mekanik bir biyolojik hibrit geliştirmek mümkün olmalı mı? Ötenazi hak mıdır? Kürtaj, yasal mı olmalı? ●●● Avlanmak etik midir? Hayvanat bahçeleri olmalı mı, olmamalı mı? Vejetaryenlik dünya için iyi midir, kötü müdür? Genetik mühendisliği yasal mı olmalı? Halka açık yerlerde sigara içmek yasaklanmalı mı? Zengin olmak mutlu olmak için yeterli midir? ●●● Oylarımız gerçekten ülkenin geleceğini tayin etmesi bakımından önemli mi? Oy kullanmayan vatandaşlar ceza almalı mı? Evcil hayvan satışı yasaklanmalı mı? ●●● Türkiye Atlantik grubuna karşı büyük Avrasya ülkelerinin safında mı olmalı, kendi blokunu kurma girişimlerine mi öncelik vermeli? Demokrasi en iyi yönetim şekli midir? Tüm ebeveynlerin çocuk sahibi olmadan evvel zaruri olarak ebeveynlik derslerine katılmaları gerekir mi? Sosyal medya genç intiharlarını tetikliyor mu? Google en iyi arama motoru mu yoksa başka bir arama motoru mu kullanmalıyız? Çevrimiçi eğitim gelenekselden daha mı etkili? ●●● Bir millet başka bir kültürü kısa zamanda benimseyebilir mi? İnsanlar gelirlerine göre mi para cezasına çarptırılmalı? Yükseköğretim, gelecekteki bir finansal başarının ön şartı mıdır? Ev ödevi öğrenmeyi destekliyor mu? ●●● Gençler liseyi bitirdikten sonra evden ayrılmalı mı? Dövüş sporları yasaklanmalı mı? İnsanları suça toplum mu sürükler, kendisi mi isteyerek sürüklenir? ●●● Plastik poşetlerin ve ambalajların yasaklanması doğru mu? Turizm çevreyi nasıl etkiler? İyi / Kötü Müstakil bir ev mi apartman hayatı mı daha huzurludur? Tarih, tüm öğrencilerin öğrenmesi gereken önemli bir alan mıdır? ●●● Türkiye Doğu Akdeniz’de kiminle ittifak yapmalıdır? Tarih bilgisi kişinin dünya görüşünü zenginleştir mi? Okullarla ilgili reklamlar yasaklanmalı mı? Yapay zeka çalışmaları durdurulmalı mı? ●●● Çocuk kanallarında reklam olması doğru mudur? Yetişkinler silah taşıma hakkına sahip olmalı mıdır? Grup üyesi mi olmak, grup lideri mi olmak iyidir? Bir ulusun büyümesi için ifade özgürlüğü gerekli midir? ●●● Vahşi ve egzotik hayvanları doğal ortamlarından uzak tutmak, etik midir? İnsanlar ücreti mukabilinde ölümcül risk içeren deneylere katılabilmeli midir? Egzotik hayvanları evde tutmak, onlar için iyi midir? ●●● Giyim firmalarına çok büyük beden ve çok küçük beden zorunluluğu getirilmeli midir? İşverenlerin çalışanlarının sosyal medya hesaplarını istemesi kabul edilebilir bir davranış mıdır? Video oyunları çocuklar ve gençler arasında şiddeti teşvik ediyor mu? Yalnızca çok para kazananlar mı başarılıdır? İnsanlar hava olaylarını kontrol etmeli midir? ●●● Her savaş kötü müdür? Avlanmak etik mi? Her barış iyi midir? Hayvanat bahçeleri hayvanlar için iyi midir, kötü müdür? Partilerin seçim çalışmalarını devlet finanse etmeli midir? Herkesin silah sahibi olma hakkı olmalı mıdır? ●●● Spor eğitimi her öğrenci için zorunlu hale getirilmeli midir? Boş vakitleri geçirmek için planlama yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız? Lise öncelerinin aileden uzakta yatılı eğitim almaları yasaklanmalı mıdır? ●●● Neoliberalizm neden Çin’e fayda sağlarken, Türkiye dahil diğer gelişmekte olan ülkelere zarar verdi? Finansal sorunlar bir ülkeyi yok edebilir mi? Sporcular için performans arttırıcı ilaçlar kabul edilebilir olmalı mı? Çocuklar akıllı telefon kullanmalı mı? Münazarada Dikkat Edilmesi Gerekenler Münazara, biraz çaba ile kolayca kazanılabilen bir beceridir. Düzenli olarak uygulandığında, bu beceri geliştirilebilir. İçerik ve Kaynaklar İçerik ustalığı, tartışmalarımızda belki de en önemli faktördür. Münazaracılar, argümanlarının ve kanıtlarının kalitesine göre dikkatlice değerlendirilecektir. Münazaracılar, öne sürdükleri argümanları anladıklarından ve kanıtlarının güvenilir kaynaklardan geldiğinden emin olmak için son derece dikkatli olmalıdır. Birincil kaynaklar, devlet tarafından yayınlanan veri tabanlarından, bilimsel araştırmalardan, akademik makalelerden, kitaplardan ve diğer yayınlardan elde edilen gerçekler ve rakamlar, yüksek kaliteli kanıt örnekleridir. Sayıdan Çok Kaliteye Odaklanmak Belirtmek istediğiniz ana noktaları seçin ve bunları net bir şekilde yapın. Anahtar terimleri tanımlamak, canlı örnekler sağlamak veya iddialarınızı destekleyen kanıtlar sunmak için zaman ayırın. Özellikle yapıcı konuşmalarda, on veya daha fazla zayıf veya desteklenmeyen nokta yapmaktansa üç ila beş iyi nokta ortaya koymak daha iyidir. İkinci odak noktası ise aynı bakış açısından çok sayıda örnek sunmaktansa, olabildiğince farklı bakış açısından vurucu argüman sunma gerekliliğidir. Mümkün olduğu kadar çok farklı bakış açısını konuşma metninize enjekte edin. Saygı ve Konu Çerçevesi İçinde Kalmak Her şeyden önce, argümanlarınızda ve rakibinize ve jürinize karşı nezaket gösterin. Çözümü tartışın. Çözümü radikal bir şekilde yeniden tanımlamayın veya çözümün bazı küçük bileşenlerini ayırmayın ve konunun özünü görmezden gelerek tartışmayı kazanmaya çalışmayın. Bazen rakibiniz iyi bir fikre sahip olacak veya haklı çıkacaktır. Bazen bazı noktalarda taviz vermek sorun değildir. Her zaman rakibinizin söylediklerinin tersini söylemeyin. Örnek Rakibiniz dondurmanın lezzetli olduğu için iyi olduğunu söylüyorsa, dondurmanın lezzetli olduğu konusunda hemfikir olabilirsiniz, ancak yine de sağlığa zararları veya süt endüstrisinin çevresel etkileri gibi diğer faktörler nedeniyle genel olarak iyi olmadığını iddia edebilirsiniz.
Arkadaşlar nasıl savunabilirm ben bu konuu biraz ipuçları verebilir misiniz münazarada tecrübeli olan arkadaşlar varsa taktik verebilriler mi ve nerelerde yoğunlaşabilirim ? Ben uygulama alanı ve caydırıcılık ütünde durmayı düşünüyorum ama nasıl olacak bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz ? Bir insan için en ağır ceza ömür boyu hapistir. Ölümden daha zordur. Ölüm 3-5 dakika çektirir. Ömür boyu hapis ise hayat boyu ızdıraptır. Hatta bence idam cezası ömür boyu hapis cezasının yanında mukafat gibi kalır. Hiç olmazsa suç işlerken "yatar çıkarım " mantığı akla cezası hele cinayet,tecavüz olayında kesinlikle idam kadın için başına gelebilecek en kötü olaylardan birisidir tecavüz. 1- Sen neyi savunuyorsun 2- Nerede okuyorsun okul ve bölüm 3- Ne kadar vaktin var münazarada "İdam olmalı" tarafında olduğunuzu düşünerek yazıyorum. "Eşitlik açısından düşünürsek; bir insanın hayatını nedensiz yere karartan biri idamı hakkeder. Ortada tahrik, azmettirilme vb. nedenler yokken bir başkasını öldüren insan idamı hakkeder. Aynı şekilde; suçsuz masum bir kız çocuğunun geri kalan hayatını mahveden bir tecavüzcü de bana göre idam edilmelidir. Çünkü o kızcağızın ya da bayan ömrünün geri kalanını tamamen acılar içinde yaşamasına neden olur, hatta tecavüze uğrayan bayanlar büyük oranda intihara yönelirler. Bir insanın yaşama isteğini ya da yaşama hakkını elinden alanın yaşam hakkının alınması eşitlik kapsamında mümkündür. Buna benzer suçları aynı kapsama alabiliriz." Oldu mu? Geçen çocuklarini öldüren bir babayla ilgili haber olmuştu. Orda epey ayrintili tartışmıştık bu konuyu her iki tarafinda mantikli tespileri vardi. İdam olmali diyen taraf cezalarin caydirmak için verildiğini savunmaktaydi. İdam olmamali diyen taraf idam ceza sayilmaz çünkü sadece ölene kadar geçen sürede çekiliyor bu ceza ve idam aninda bu ceza aslinda son buluyor kişiye kar kaliyor. Birde idam cezasi almis birinin sucsuzluğu kanitlanirsa adami hayata döndürmenin bir yolunun şuanki teknolojiyle mümkün olmamasi. Cezalarin caydirmak için verilmesi konusu araplarda uygulanan el kol kesme yasalarinin en uygun yasalar olduğunu gündeme getirmisti ama adamin sonradan sucsuzluğu ispatlanirsa kesilen el geri verilemeyeceği için hapis cezasi daha uygun bulundu. Çünkü çaydırıcılık artıkça geri dönüş azaliyor. Falan Filan. Cezalar ne için verilir sorusunun yanitini bulmak lazim cezalar bireyselmidir yoksa toplumsalmidir? Toplumsal derken ibret-i alem olsun şeklindemidir. Başarılar. O zaman münazaran için aşağıda yazıklarımın zıttını kullan; idam etmek cahilliktir, idam edilen insandan herhangi farkı olmamaktır. idamı düşünmek yerine yasalar dahada geliştirilmeli, üst düzey suçluların hapishaneleri dahada düzenlenmeli, herkes tek kişilik hücrelerde kalmalı. İdam ülkeyi geriye götürür.. Komik olan AB ye gireceğiz diye onları istekleri yüzünden birçok şey değiştirildi düzeltildi, halbuki bunları zaten kendimiz yapmamız gerekirdi. Gerçekten mal kişiler tarafından yönetiliyoruz, bu AB yüzünden biraz daha modern olduk iyide oldu.. AB ye asla giremeyeceğiz bizi asla almayacaklar, en azından biraz daha modern oluyoruz o yönü iyi. İnsan öldürmek konusunda bir belgeselde izlediğim kadarıyla, bir insan öldürmekle bin insan öldürmek katil için aynı şeydir o adam yarın bi gün ikinci bi kişiyi öldürcek olsa normal insana göre fazla adam 20-30 yıl hapis yatıyo ve çıkıyo,adamın hayatı zaten kararmış oluyo, dolayısıyla ikinci kişiyi öldürmemek için çok fazla nedeni kasten ve planlı insan öldürme ve tecavüz konularında özellikle kısas yöntemi hem mağdur hem toplumun geri kalanı için en iyi yöntem diye düşünüyorum. İdamı savunmak bence daha kolay. Eğer caydırıcılık söz konusuysa idamdan daha caydırıcı bir ceza olamaz. Bu akılla ilgili birşey değil içgüdülerimiz ile ilgilidir. Canlılar içgüdüsel olarak ölüme karşı koymaya meyillidir. Eğer ölümü göze alıp müebbet hapsi göze alamayan biri varsa zaten onun için hayat bitmiştir. "Caydırıcılık" kavramından bahsedemeyiz. Ki ömür boyu hapis yine idamdan daha avantajlıdır çünkü her an intihar etme şansına sahiptir. Hak olarak baktığımızda ise şöyle düşünebiliriz. Bir hırsız bir eve girip 1000 lira çalsa, ceza olarak da 500 lira para cezası alsa ne olur? Bu işten hırsız 500 lira kar etmiş olur. Ona 1500 lira ceza verilmeli ki bu işten 500 lira zarara girsin. Aynen bunun gibi mesela kasten adam öldüren, "1 hayat" çalmıştır. Bunun maddi değeri yoktur. Tek eşdeğer şey öldüren insanın hayatıdır. Onu aldığınızda bile hala 1000 lira çalana 1000 lira ceza vermiş gibi olursunuz. Toplumun huzuru açısından bakarsak idam kesin çözümdür. Uzun yıllar hapiste yatmış insanın psikolojisi zaten otomatikman bozulur. Zaten büyük bir suç işlemiş insan bu bozuk psikolojiyle toplum için büyük tehlikedir. Aflar sonrası artan suç oranlarını örnek gösterebilirsin. Devlet için de bu kadar insanı bir ömür boyunca hapishanelerde beslemek büyük bir yüktür. Düşün biri senin bir yakınını öldürecek ve sen vergilerinle o insanı ömrü boyunca besleyeceksin. İnsan hakları açısından bakarsak bir insanı idam etmek doğru olmayabilir. Ama idam cezasıyla ölen insan sayısı ülke bazında azalıyorsa kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. En iyisi kimse suç işlemesin, işleyen de idam edilmesin. Ama bu imkansızdır. Bu yüzden ütopik hedefler belirlemektense toplumun huzuru gerekeni yapmak daha makuldür. quoteOrjinalden alıntı döküntü 1- Sen neyi savunuyorsun 2- Nerede okuyorsun okul ve bölüm 3- Ne kadar vaktin var münazarada Bir hukuk öğrencisi olarak elimden geldiği kadar yardımcı olabilirim hangi tarafta olursan ol yeter ki yukardaki soruları cevapla kafi Suçsuzluğu açığa çıkarsa ne yapicaz peki? Çok mantıklı bir soru. Suçsuz olduğu ortaya çıkarsa Türkiye'de her zaman yapılan şeyi yapıcaz "PARDON, YANLIŞLIK OLMUŞ" diyeceğiz. Ctrl + Z imkânı olsa onu da deneriz. quoteOrjinalden alıntı LeVeL Suçsuzluğu açığa çıkarsa ne yapicaz peki? quoteOrjinalden alıntı Hicbir şekilde devlet insanin en kutsal hakkı olan yaşama hakkını elinden alamaz. çok zor bir soru ama ne olursa olsun insanın hayatının yok olmasına gönlüm razı olmuyor insan yaşadıkça hatalarından pişman olma ihtimali var iyi bir kişi olma ihtimali var o yüzden idama karşıyım ama diğer taraftanda öldürülen kişler için yakınları için zor bi durum idam neredeyse tüm dünyada var ve de olmalı ee bunca insan kullanıyorda neden olmalı olmamalı gibi tartışmalara biz giriyoruz? Bütün dünya dağdan atlasa bizdemi atlicaz. Dünyadaki idam haritası İdam cezası insana yakışmaz. İdamı savunmanız çok şaşırıtı. quoteOrjinalden alıntı LeVeL Bütün dünya dağdan atlasa bizdemi atlicaz. dünya devletleri gelişiyo bizde gelişmeliyiz deseydimde aynısını yazıcakmıydın quoteOrjinalden alıntı Neyse ki;Türkiyeyi yöneten insanlar sizin kadar gerici degil. Sayfaya Git Sayfa
Haberler > İdam Cezası Yalnızca Bir İntikam Aracı mı, Yoksa Gerçekten Yeni Suçların İşlenmesini Engelliyor mu? - 1245 Türkiye'de idam cezası 34 yıldır uygulanmıyor fakat tartışmalar cezanın yeniden gündeme gelmesini sağladı, belki de bir nesil yeniden tanışacak bu cezayla, peki nedir cezayı savunan yahut aksi yönde fikir belirten argümanlar?Yüzeysel yorumları bir kenara bırakalım, her yönüyle idam cezasının caydırıcılığıyla ilgili argümanları irdeleyelim. İdam cezası hep gündemdeydi fakat 15 Temmuz ve sonrasında artık halk tabanında da yankı bulduğunda talep edildiği tartışma sayısı arttı. Türkiye'de yasaklandığı tarih öncesinde, 1920-1984 yılları arasında 15'i kadın olmak üzere toplam 712 kişi idam edildi, bunu not edelim. Tabii darbe dönemlerinde gerçekleşen idamları bir kenara bırakırsak sivil yönetimlerin döneminde yılda ortalama 2 idam hükmü verildiğini söyleyebiliriz. Biz Türkiye özelinden biraz uzaklaşarak idam cezasına dair yapılan evrensel tartışmalara bakalım. Önce idamın caydırıcılığını savunan örneklere bir bakalım. Araştırmacı David Muhlhausen, ABD örneklerine odaklı araştırmasında bazı suçların riske edilemeyecek seviyede büyük tehlikeler arz ettiğini ve bunun ancak idam gibi caydırıcı bir cezayla karşılaşma riskiyle önlenebileceğini yolla bazı idam hükümleri verilmiş olsa bile toplum genelinde ölüm oranının azaltıldığını savunuyor. Tam da bu karşılaştırmalı örnekte bir karşı eleştiri geliyor. Stanford Üniversitesi'nden hukuk profesörü John J. Donohue idam cezasının ölümlü suçlarda caydırıcılık yarattığına dair net bir veriye sahip olmadığımızı belirtiyor. ABD'de idam cezasının olduğu eyaletlerle dünyadaki aynı boyutta herhangi bir coğrafyayı ele aldığımızda anlamlı bir fark bulmamız mümkün değil. İdam cezasının uygulandığı yerlere bakıldığında da benzer şekildeki tüm suçların idam cezasıyla sonuçlanmadığı bilindiği için aslında suçluların bu risklerin farkında olarak suça ilerlediklerini söylüyor, Donohue. Pepperdine Üniversitesi'nde Michael Summers gibi idam cezası üzerine çalışanlar caydırıcılığa dair ölçümlerin olduğunu belirtiyor. 1979 yılıyla 2004 arasında ABD'deki idam cezası ve cinayet oranlarını incelendiğinde bu 26 yıllık periyot bu iki kriter arasında negatif korelasyon olduğunu göstermiş. Yani idam cezası uygulandığında cinayet oranlarında bir azalma ölçümlenmiş. Korelasyonun neden sonuç ilişkisi doğurmadığını biliyoruz, bu sebeple biraz daha derinlere iki veri arasındaki bağlantıyı açıklayan regresyon oranına bakıldığında ortaya çıkan tutarlılık, Summers'a göre aradaki bağlantının daha da net olduğunu gösteriyor. Emekli bölge savcısı H. Lee Sarokin ise bu fikirlerin tümüne farklı bir gözden şerh düşüyor. Caydırıcılığın idam cezasının savunulmasında yahut reddinde herhangi bir anlam ifade etmediğini söylüyor, Sarokin. Hatta onun sözlerine direkt olarak kulak verirsek şöyle örnekliyor'İnsanlar mutfaklarında otururken kendi kendilerine 'İdam cezası alacağım için bu cinayeti işleyemem ama cezam mahkûmiyet olursa işleyebilirim.' demiyor. İstatistikler ne söylerse söylesin, insanlar suç işlemeden önce yakalanma risklerini göz önüne alarak karar vermiyorlar.' Bazı araştırmacılar bu ilişkiyi rasyonelize edebilme ve algılayabilmenin yolunun caydırıcılığı ölçmekten geçtiği konusunda ısrarlı ve 1980 sonrasında yine ABD'de yapılan araştırmaların şüpheye yer bırakmadan caydırıcılık etkisi yarattığı paylaşılıyor. Ekonomik bir araştırma sonucu paylaşılan bu veriye suç mahalline temas eden krimonologları dahil ettiğimizde tüm korelasyon etkisiz kalıyor. Yapılan anketlerde kriminologların %88'i şahit oldukları vakaları göz önünde bulundurarak idam cezasının herhangi bir caydırıcılığı olmadığında hemfikir. Caydırıcılığı savunan kriminologlar ise idam cezası ancak müebbet hapisle kıyaslanıyorsa caydırıcı hale geldiğini durumda vakaların psikolojisi idamın caydırıcılığını pek destekleyici nitelikte değil. Louisiana Üniversitesi'nde çalışmalar yapan Türk profesör H. Naci Mocan araştırmaları sonucunda bu tartışmaya net bir oranla katılıyor. Mocan'a göre her bir idam cezası beş cinayeti önlüyor. Aynı şekilde idam cezası yerine daha az caydırıcı her ceza da beş cinayetin artışına sebep oluyor. Yine sayılarla yanıt geliyor bu argümana, ABD'nin 39. Başkanı Jimmy Carter, idam cezası uygulanan eyaletleriyle ABD'de cinayet oranları herhangi bir Avrupa ülkesine kıyasla 5 kat daha yüksek. Carter, ABD'nin idam cezası uygulayan güney eyaletlerinde yine diğer tüm eyaletlere kıyasla en yüksek cinayet oranları olduğunu da belirtiyor. İlginç, değil mi? Net bir örnekle bakarsak, idam hükümleriyle sık sık adı geçen Texas'ta kayıtlara geçen cinayet vakaları idam cezasını yasaklayan ilk eyalet olan Wisconsin'e kıyasla hayli fazla. İdam cezası caydırıcı mı değil mi, bu tartışma ceza yürürlüğe girse bile sürmeye devam edecek. Daha da önemlisi sizce idam cezası caydırıcı mı, yeniden uygulanmalı mı?
Gülsüm Alan • Son güncelleme 15/09/2020 Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu'nda İdam Cezasına Karşı 7. Dünya Kongresi çapında bir çok ülke idam cezasını hukuken veya fiilen uygulamaktan vazgeçti. Avrupa'nın son diktatörlüğü olarak adlandırılan Belarus hariç bütün Avrupa Birliği ülkelerinde idam cezası kaldırılmış durumda. Belarus'ta 1990 yılından bu yana yaklaşık 200 kişi idam edildi. Dünyada toplamda 53 ülke idam cezası uygularken, Avrupa Birliği bu uygulamanın tamamen kaldırılmasını "İntikama değil adalete inanıyoruz"Kongrenin ev sahipliğini üstlenen Avrupa Birliği AB adına açılış konuşmasını yapan Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, "İnsan hayatı hiç bir hükümet ya da devletin mülkiyeti değildir. İşlenmiş suçlara başka bir suçla cevap verilemez. Göze göz dişe diş düşüncesini aşmış durumdayız. Bizler intikama değil adalete inanıyoruz." ifadelerini kullandı."İdamların yüzde 84'ü 4 ülkede gerçekleşti"Kongreye video konferans aracılığı ile bağlanan ve 1981 yılında idam cezasını kaldıran Fransa'nın eski adalet bakanı Robert Badinter, "Bizler yok etmeye yönelik adaleti kabul etmiyoruz, ölüm ve korku adaletine yer vermiyoruz." ifadelerini kullandı. Fransa'nın 1981 yılında dünyada idam cezasını kaldıran 35. ülke olduğunu hatırlatan Robert Badinter o günden bu yana büyük yol katedildiğini, yaklaşık 140 ülkede idam cezasının kaldırıldığını yılında dünya genelinde Çin'deki insanlar hariç yaklaşık 1000 kişinin idam edildiğini açıkladı. Uluslararası Af Örgütü, 2017'de bilinen idamların yüzde 84'ünün 4 ülkede gerçekleştiğini belirtti. Af Örgütü İran, Suudi Arabistan, Irak ve Pakistan'ı işaret koridorlarında yaşananlar sergilendiAvrupa Parlamentosu'nda dünyanın dört bir tarafında idam cezasına yönelik ölüm koridorlarında mahkumların ve savcıların yaşadığı sıkıntılar cezası hangi ülkelerde uygulanıyor ?Kongrede idam cezasının Japon'ya dahil dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile uygulandığı belirtildi. İdam cezasının suça karşı caydırıcılığının olmadığının altını çizildi. 1995 yılında Tokyo metrosunda sarin gazı saldırısı düzenleyen Aum Şinrikyo tarikatının lideri Şoko Asahara ve 6 üyesi idam edildi. Terör saldırısı 13 kişinin ölümüne ve beş bin kişinin yaralanmasına neden idam cezasını uygulayan 53 ülkeAfganistanHindistanNijeryaAmerika Birleşik DevletleriİranJaponyaTayvanKuveytZimbabveLibyaTaylandGuyanaUgandaBengladeşIrakEndonezyaBotsvanaBirleşik Arap EmirlikleriBahamasKübaBelarusYemenSuudi ArabistanVietnamSuriyeMısırGüney SudanDemokratik Kongo CumhuriyetiEtiyopyaÇinSudanKomorlarSomaliBarbadosMalezyaÇadPakistanUmmanSingapurSt Kitts ve NevisSt LuciaBahreynKuzey KoreEkvatoryal GineSt Vincent ve GrenadinesFilistinTrinidad ve TobagoLesotoAntigua ve BarbudaBelizeDominikaJamaikaÜrdünYakın dönemde idam cezasını kaldıran ülkeler Afrika kıtasının batı bölümünde yer alan Burkina Faso 2018, Gine 2017, Benin 2016 ve Madagaskar 2015.1 Mart'a kadar devam edecek kongreye, 140 farklı ülkeden insan hakları savunucuları, siyasetçiler, uluslararası kuruluşların temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin üyeleri ücretsiz bültenimize abone olun, Türkiye ve dünya gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak içintıklayın
Cumhurbaşkanlığı sistemine uyum amacıyla kapatılan Adalet Akademisi geçtiğimiz hafta yeniden yapılandırılarak açıldı. Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir; hâkim ve savcı adaylarına, iletişim becerilerini geliştirecek, öfke kontrolü, stres yönetimi, avukatlarla mücadele etmeme gibi konularda eğitim verilecek bir merkez açtıklarını söyledi. Özdemir, merkezde adayların özgüvenlerinin gelişmesi için münazaralar yapıldığını belirterek, "Geçen hafta İdam cezası olmalı mı olmamalı mı?’ konusunu adaylara tartıştırdık" ifadesini kullandı. Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre Özdemir, kişisel gelişim eğitim merkezinin, eğitimdeki en önemli yenilik olduğunu belirterek sözlerini şöyle devam etti "Hâkimler ve savcılar toplumun gerçekten gözünün önünde olan kişiler. Yaptıkları basit hatalarla adalete olan güvenle ilgili temel problemler çıkıyor. Meslek öncesi ve meslek içi eğitim diye iki eğitim başlığımız var. Bu iki alanı destekleyecek ayrı bir alan açtık. Burada psikologlar, sosyal çalışmacılar görev alacak. Hâkim ve savcıların iletişim becerilerini geliştireceğiz. Öfke kontrolü, stres yönetimi özellikle vatandaşla iyi ilişki kurma, tepeden bakmama, onlarla empati kurma, avukatlarla mücadele etmeme, olumsuz basına yansıyan olayların oluşmaması için liderlik eğitimi. Toplumla vatandaşla kaynaşmaya yönelik böyle psikologların görev yaptığı alanında uzman kişilerin ders verdiği bir eğitim alanı açıyoruz. İletişim konusuna uzmanlarında olacağı merkez olacak." Özgüven için münazara "Bu merkezde aynı zamanda münazaralar yapıyoruz. Mesela geçen hafta, idam cezası olmalı mı olmamalı mı?’ konusunu adaylara tartıştırdık. Gerçekten fikir tartışması oldu. Adayların özgüvenleri geliyor. Kendi meslekleriyle ilgili önemli konuyu tartışmış oluyorlar. Her hafta bir konu olacak." "Her hafta hukukla ilgili kitap tahlili yaptırıyoruz. Geçen haftalarda, Bakarya’yı okudular. Onu tartıştılar. Bu hafta Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını okutmayı planlıyoruz." "Merkezimizde kişisel kariyer günleri yapıyoruz. Hem yargının ileri gelenlerini hem de toplumla ileri gelen kişileri her çarşamba bir söyleşi programına getiriyoruz." Hedefimiz tarafsız hâkim, savcı yetiştirmek "Yapılması gereken çok şey var, niyetimiz de var. Bakanımız Sayın Gül ve Bakan Yardımcımızın dedikleri şu, "hizmet bekliyoruz". Biz de gerçekten nitelikli hâkimler yetiştirmek için çalışacağız. Tarafsız hâkim savcı yetiştirmek, temel hedefimiz bu. Milletini ülkesini seven karar verirken vicdanı ile karar veren yeterli bilgiye erişmiş olgunluğa erişmiş hâkimler olsun istiyoruz."
idam cezası olmalı mı olmamalı mı münazara