❄️ Zorunlu Trafik Sigortası Geçici Iş Göremezlik

kjG9bMr. Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Görevlisi Oya Turhaner, beş gün sürecek Ramazan Bayramı tatili için yola çıkacaklara, ihtimal dahilindeki zararlara karşı varsa ihmal edilen zorunlu trafik sigortası poliçelerinin ve ek olarak ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesinin limitsiz yaptırılması önerisinde her yıl 1 milyonun üzerinde trafik kazasının meydana geliyor. Bu kazalarda yüzlerce kişi yaşamını yitirirken 10 binlerce kişi de yaralanıyor. Bayram dönemlerinde trafikteki yoğunluk nedeniyle kazaların artabileceğine dikkat çeken Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dr. Öğretim Görevlisi Oya Turhaner, "Kazalar, ekonomimize milyarlarca lira zarara neden oluyor. TÜİK verilerine göre; trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı 2022 Mart ayı sonu itibarıyla 25 milyon 478 bin 989 olurken araç sahiplerinin bir kısmı bilerek ya da bilmeyerek zorunlu trafik sigortası yaptırmıyor ya da süresini geçiriyor. Trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 54,3'ünü otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 14,9'unu motosiklet, yüzde 8,0'ını traktör, yüzde 3,5'ini kamyon, yüzde 1,9'unu minibüs, yüzde 0,8'ini otobüs ve yüzde 0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturuyor. Ancak trafik sigortası poliçesinin zorunlu olmasına rağmen sigortasızlık oranı bazı taşıt türlerinde oldukça yüksek. 2022 Mart istatistiklerine göre; motosikletlerde yüzde 65,55, traktörde yüzde 40,72, otobüste yüzde 28,94, kamyonda yüzde 22,11, minibüste yüzde 20,48 ve otomobillerde ise yüzde 6,30 oranında sigortasızlık oranı bulunuyor" sigortasının, sigortalı araç ile başkasının malına ve canına gelebilecek zararlara karşı olan sorumluluğu sigortaladığını hatırlatan Dr. Oya Turhaner, "Trafiğe çıkan araç sayısı her yıl artmasına rağmen ne yazık ki sigorta poliçesi sayısı son üç yıldır aynı oranda artmamakta. Otomobillerde trafik sigortası yaptırma oranı yüksek olmasına karşın özellikle motosiklet, traktör, otobüs gibi taşıtlarda bu oran düşük. Trafik sigortası ile sigorta şirketinin ödeyebileceği tazminat tutarı, 2022 yılında, maddi kazalarda araç başına 50 bin TL, kaza başına ise 100 bin TL ile sınırlandırılmış. Yaralanma, sakatlanma veya ölümle neticelenen trafik kazalarında zarar gören ve/veya kanuni mirasçıları, kişi başına 500 bin TL ve kaza başına da 2 milyon 500 bin TL'ye kadar tazminat alabilir. Trafik sigortası dahilinde, kazada sakat kalanlara geçici iş göremezlik tazminatı ödenmekte. Geçici iş göremezlik süresi ve sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan sürekli bakıcı giderleri de trafik sigortası teminatı içerisinde. Maddi hasarlarda trafik sigortası değer kaybını karşılamakta. Tüm bu korumadan yararlanmak ve risklerin sigorta şirketinin omuzlarına yüklenmesi için ruhsat sahibinin, Nisan 2022 rakamlarına göre araç başına ortalama bin 187 TL prim ödemesi yeterli. Hasarsızlık durumunda ise bu rakam daha aşağı çekiliyor" diye yaşamamak için ihtiyari mali mesuliyet sigortası önerisiTurhaner, zorunlu trafik sigortası poliçelerinin teminat limitlerinin yetersiz kalabileceği uyarısında da bulunarak, "Trafik sigortasında limit, kaza başına 100 bin TL. Bu limit, hasarı ödemeye yetersiz kalabilir veya karşı tarafın manevi tazminat talepleri olabilir. İhtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi yaptırılırsa böyle durumlarda araç sahiplerine destek olacaktır. Limitsiz ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesi yaptırmanın bedeli, şirketten şirkete değişmekle birlikte yaklaşık 500 TL'nin altında. Bu teminat, genel olarak kasko sigortaları ile birlikte isteğe bağlı olarak ek bir teminat şeklinde sunuluyor. Bunun yanı sıra münferit olarak da satılan bir sigorta çeşidi ve yaptırmanız için kasko poliçesi zorunluluğu bulunmamakta" Turhaner, "Trafik kazasında motorlu taşıtın trafik sigortası poliçesi olmaması, kaza yapan aracın plakasının tespit edilememesi durumlarında veya çalınmış/ gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, bedeni zararlar ve ölüme dair tazminatlar, zorunlu trafik sigortası limitleri dahilinde Güvence Hesabı'ndan talep edilebiliyor. Ancak Güvence Hesabı yaptığı ödemeyi poliçe yaptırmayan araç sahibi veya sürücüye rücu ederek talep ediyor. Ayrıca, trafik sigortası, ihtiyari mali mesuliyet sigortası veya Güvence Hesabı ile ilgili tazminat tutarında anlaşmazlık olması durumunda, Sigorta Tahkim Kurumu'na başvuru yapılabilmekte" diye oranı bazı illerde yüzde 30'u geçiyorSigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi rakamlarına göre; 2022'de 29 Nisan itibariyle, yurt genelinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazalarında 229 bin 231 kaza tespit tutanağı düzenlendi. Sigortasızlık oranlarında ise yüzde 39,14 ile Şanlıurfa, yüzde 34,77 ile Ardahan, yüzde 33,24 ile Iğdır ilk üçte yer alıyor. Araç sayısı en çok olan illerde ise İstanbul yüzde 12,03, Ankara İzmir ise yüzde 21,04 sigortasızlık oranına sahip, bu illeri yüzde 22,58 ile Antalya ve 17,01 ile Bursa izliyor. - İZMİR Yaşar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ramazan Bayramı Bayram Ekonomi Haberler Giriş Tarihi 0621 Son Güncelleme 0715 Sesli dinlemek için tıklayınız. ABONE OL İş kazası, meslek hastalığı nedeniyle tedavi gören sigortalıya ilk günden, hasta olana da istirahatin üçüncü gününden itibaren ödeme yapılır. Ayakta muayene olarak evinde istirahat edecek çalışana bir defada en çok 10 gün rapor verilebilir. Zatürre gibi ağır bir hastalık durumunda süre uzatılabilir, bir takvim yılında tek hekim tarafından ayaktan verilen tedavilerde verilecek istirahat süresi 40 günü geçemez. Raporlu günler kıdem tazminatına esas hizmet süresinde dikkate alınır. İş göremezlik ödeneğinde merak edilen soruların yanıtları şöyle Geçişi iş göremezlik ödeneği nedir, prim ödeme koşulu var mı? "İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde" yasada belirtilen geçici iş göremezlik sürelerinde çalışanın gelir kaybını telafi için Sosyal Güvenlik Kurumu'nca ödeniyor. İş kazası ve meslek hastalığında ödenekten yararlanmak için belli bir süre prim ödeme koşulu aranmıyor. İlk defa sigortalı işe başladığı gün kaza geçiren çalışan geçici iş göremezlik ödeneği alabilir. Hastalık, iş kazası, meslek hastalığı durumunda hangi süre aralığı içinde ödenek yatırılır? Meslek hastalığı, iş kazası nedeniyle raporlu olanlara her gün için istirahatli olunan ilk günden itibaren ödeme yapılır. Hastalık durumunda da istirahatin üçüncü gününden itibaren ödenir. Analık durumunda ödenekten yararlanma koşulları nelerdir? Analık sigortası kapsamında raporun başladığı tarihte sigortalı olunması, doğumun canlı gerçekleşmesi gerekiyor. Sigortalı kadının doğumu durumunda hekimin vereceği rapora bağlı olarak doğumdan önceki, sonraki 8'er haftalık süre, çoğum gebelikte doğumdan öncesi 8 haftalık süreye 2 haftalık süre eklenerek çalışmadığı her gün için ödeme yapılır. Emekli çalışanlar da geçici iş göremezlik ödeneği alır mı? Emekli olup sosyal güvenlik destek primi yatırılarak çalışanlara iş kazası, meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanıyor. Hastalık ve analık sigortası hükümleri ise uygulanmıyor. Emekli çalışanlar iş kazası, meslek hastalığı nedeniyle tedavi döneminde geçici iş göremezlik ödeneği alabilir, ancak hastalık, analık nedeniyle alınan raporlar nedeniyle ödeme yapılmaz. Bağ-Kur'lu esnaf da iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilir mi? Muhtarlar, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek, basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf siciline kayıtlı olanlar, tarımsal faaliyette bulunanlar iş kazası, meslek hastalığı, analık durumunda ödenekten yararlanabilir. Bunun için genel sağlık sigortası ve prime ilişkin bütün borçların ödenmiş olması koşulu bulunuyor. Özel hastaneden alınan istirahat raporu geçerli midir? Özel hastaneden alınan rapor geçerli olup, işverenin kabul etme zorunluluğu bulunuyor. SGK ile sözleşmesi olmayan özel bir hastanede Bakanlıkça yetkilendirilen hekimin verdiği rapor da geçerli. Geçici iş göremezlik ödeneğine esas günlük kazanç nasıl hesaplanıyor? Meslek hastalığı, iş kazası durumunda iş göremezliğin başladığı tarihten öncesi 12 aydaki son 3 ay içinde prime esas kazançların toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanıyor. Analık ve hastalık halinde de benzer şekilde hesaplanıyor. Ancak son bir yıl içerisinde 180 günden az kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olanlara hastalık ve analık halinde ödeneğe esas tutulacak günlük kazanç, iş göremezliğin başladığı tarihteki günlük prime esas kazanç alt sınırının iki katını geçemiyor. Trafik kazası geçirip sakat kalanlar iş göremezlik tazminatı alır mı? Sigorta şirketleri trafik kazasında sakat kalanlara tedavilerdi süresince geçici iş göremezlik tazminatı ödeyecek. Yeni düzenlemeyle sakatlı oranı, iş göremezlik süresi sağlık Kurulu raporu ile belirlenecek. Maktu ücret ile çalışan işçilere işveren raporun ilk günü için ücret ödemesi yapar mı? Maktu ücretle çalışan işçiler istirahatli, izinli olduğunda herhangi bir nedenle ücretlerinden kesinti yapılmaz. Örneğin maktu ücret alan işçi ay içinde 10 gün işe gelmemiş olsa dahi ücreti ve SGK primi 30 gün üzerinden ödenir. Rapor alınırsa çalışanın ücreti çalışmış gibi tam ödenir. Raporlu olunan günler hizmet süresi hesabında dikkat alınır mı? Kıdem tazminatı hesabında bu süreler dışlanır mı? Raporlu olunan günler kıdem tazminatına esas hizmet süresi hesaplanırken dikkate alınır. Ancak çalışanın rapor süresi ihbar süresini 6 hafta geçerse bu süre hizmet süresi hesaplanırken dikkate alınmaz. İş sözleşmesinin askıda olduğu süreler de kıdem süresinden sayılmaması gerektiğinden ücretsiz izinde geçen süreler kıdeme esas sürede dikkate alınmıyor. ABONE OL Bu çalışmamızda geçici iş göremezlik zararının tazminine yönelik Yargıtay uygulaması ile tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar sonrasında bu zarardan dolayı sigortacının sorumluluğuna gidilip gidilmeyeceği hususunu irdeleyeceğiz. I Tanımı; TBK.’nun 54. maddesinde “Bedensel zararlar”, “1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” olarak açıklanmıştır. TBK sistematiğinde kazanç kaybı kapsamında değerlendirilen geçici iş göremezlik, kaza geçiren kişinin, kalıcı sakatlık durumu söz konusu olmayıp, bir süre tedavi görmesi, iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunmasını ifade etmektedir. 1 Öte yandan Yargıtay, çeşitli kararlarında geçici iş göremezlik için “iyileşme süresi” , “mesleki işten kalma süresi” veya “çalışılamayan süre” kavramlarını da kullanagelmektedir. II Geçici iş göremezlik zararının kapsamı; Geçici iş göremezlik tazminatı, sadece kazadan önce elde edildiği halde kazadaki yaralanma nedeniyle çalışılamayıp elde edilemeyen geliri kapsamaktadır. 2 Bu kapsamda çalışma yoksa kazanç kaybı söz konusu olmayacağından geçici iş göremezlik zararı da doğmayacaktır. Nitekim benzer bir davada Yargıtay, olay tarihi itibariyle herhangi bir maddi geliri olmadığından geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin davasının reddine karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir. 3 Yargıtay 18 yaşından küçük olup aktif çalışması olmayan çocuk yararına da geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğini içtihat etmektedir. 4 Hal böyle iken 18 yaşından küçük olup da, gelir getiren bir işte çalışan aktif çalışması olan kişinin geçici iş göremezlik zararı talep edebilmesi pekala mümkün olmakla birlikte; böyle bir talepte bulunan kişinin gelir getiren bir işte çalıştığına yönelik ispat yükünün kendi omuzları üzerinde olduğunda duraksama olmamak gerekir. 5 Kural olarak devlet memurları, geçici iş göremezlik döneminde maaşlarını tam olarak almakta olduklarından kazanç kaybı oluşmayacaktır. Ancak devlet memurunun geçici iş göremez olduğu dönemdeki zararının kapsamının belirlenmesi için mahrum kaldığı ek ödemeleri olup olmadığının araştırılması, ek ödemenin tespiti halinde ise mahrum kalınan ek ödeme tutarında geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. 6 III Yeni genel şartlar öncesi geçici iş göremezlik tazminatının hesaplanmasına yönelik Yargıtay uygulaması; Öncelikle ifade edelim ki, trafik kazası sonucu iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Yargıtay da bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararının mahkemece resen belirlenmesi gerektiğini, bunun için ise zarar görenin gelir durumunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekliliğini içtihat etmektedir. 7 Nitekim gerçek zararın belirlenebilmesi, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulmasına bağlıdır. Bu meyanda öncelikle davacının kaza tarihine yakın zaman diliminde elde ettiği gelirinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu minvalde olarak Yargıtay, kaza tarihinden yaklaşık bir yıl öncesine ait ücret bordrosu esas alınarak düzenlenen hesap bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını içtihat etmiştir. 8 Davacının çalışan olması durumunda ise, maruz kaldığı trafik kazası sebebiyle geçici iş göremezlik döneminde çalışıp çalışmadığı ve SGK.'dan maaş alıp almadığı hususunun yöntemince araştırılması gerekmektedir. 9 Bu bakımdan mahkemece yapılan araştırma sonucunda çalışan kişinin maruz kaldığı trafik kaza sonucunda istirahatli olduğu dönemde SGK tarafından kendisine ödeme yapıldığının tespiti halinde, mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesi için yapılan bu ödemeler toplamının hesaplanan tazminattan mahsubu gerekmektedir. Geçici iş göremezlik tazminatının kapsamının doğru bir şekilde belirlenebilmesi için, davacının gelirinin tespit edilmesi tek başına yetmemekte; ayrıca davacının yaralanması nedeniyle gördüğü tedavilere göre iyileşme süresinin ve maluliyetinin de kesin şekilde tespiti gerekmektedir. Yargıtay, salt devlet hastanesinden alınan rapor ile sonuca gidilmesini isabetsiz bulmakta ve bu durumu bozma sebebi yapmaktadır. Nitekim Yargıtay, iyileşme süresine yönelik raporların Adli Tıp Kurumundan ya da Üniversitelerin Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlıklarından alınması gerektiğini içtihat etmektedir. 10 Geçici iş göremezlik tespitine yönelik olarak aldırılacak raporların yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre aldırılması gerekmektedir. 11 Mahkemece aldırılan maluliyet raporunda sadece sürekli iş göremezlik oranına yönelik bir tespit olmakla birlikte, geçici iş göremezlik süresine dair bir tespit yok ise, mahkemece davanın reddi cihetine gidilmemeli, öncelikle davacının geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor aldırılmalıdır. 12 Geçici iş göremezlik süresine yönelik olarak dava dosyasında birden fazla çelişkili rapor bulunması halinde, öncelikle raporlar arasındaki çelişkiler giderilmelidir. 13 Yargıtay, geçici iş göremezlik süresi boyunca tam maluliyete göre hesaplama yapılması gerektiğini kabul etmektedir. Yine Yargıtay uygulamasına göre, dava devam ederken davacının vefat etmesi halinde geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ve bakıcı gideri zararının, kaza tarihinden ölüm tarihine kadar belirlenerek davacı murisin mirasçılarının miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. 14 Burada ayrıca davacının maddi durumunun olmaması sebebiyle ATK.’ya gidemeyeceğini beyan etmesi karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinin mümkün olup olmayacağı hususu üzerinde durmak istiyoruz. Yargıtay, böyle bir durumda davanın reddedilmesini bozma sebebi yapmakta, mahkemece mevcut tüm rapor ve belgelerin sağlık raporunu veren hastaneye gönderilerek geçici iş göremezlik durumunun tespit edilmesi ve buna göre davacının geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi tazminat talepleriyle ilgili sonuca gidilmesini içtihat etmektedir. 15 V Yeni genel şartlar sonrasında geçici iş göremezlik tazminatından trafik sigortacısının sorumlu olup olmayacağı hususu; Öncelikle yeni genel şartların hangi tarih itibari ile uygulama alanı bulacağını irdelemek gerekir. Buna göre yeni genel şartların maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bu durumda kaza tarihi dikkate alınmayacaktır. 16 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarının “Kapsama giren teminat türleri” başlıklı maddesinin “ Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı b bendinde “ Sağlık Giderleri Teminatı Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” düzenlemesi yer almaktadır. Trafik kazasına dayalı cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davalarında, davalı konumunda olan trafik sigortacısı tarafından geçici iş göremezlik zararının “Sağlık Giderleri Teminatı” kapsamında olduğundan bahisle Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sigortacının sorumluluğuna gidilemeyeceği argümanı sıklıkla dile getirilmektedir. Bu bağlamda genel şartlarda geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamı dışında bırakıldığına yönelik daha açık açık ve duru bir düzenleme olmamakla birlikte, Genel Şartların “Kapsama giren teminat türleri” başlıklı b maddesinde yer alan “…trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler…” den kastedilen zarar türünün geçici iş göremezlik zararı olduğu anlaşılmaktadır. Yeni genel şartlar sonrasında akdedilen bir poliçenin yürürlükte olduğu süre irisinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle zarar gören tarafından açılan davada talep edilen geçici iş göremezlik zararından trafik sigortacının sorumlu olup olmayacağına yönelik yol gösterici mahiyette bir Yargıtay kararı tespit edememiş bulunmaktayız. Ancak Yargıtay’ın aksine Bölge Adliye Mahkemelerinin bu konuda içtihatlar geliştirmeye başladıkları görülmektedir. Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. ve 40. Hukuk Daireleri geçici iş göremezlik zararından trafik sigaracısının sorumlu olduğuna yönelik kararlar vermeye başlamışlardır. Bu minvalde anılan daireler, tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartların maddesinde tedavi süresine ilişkin çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici iş göremezlik tazminatının sayılmadığı, bu durumda, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik tazminatının da ZMSS teminatları kapsamında kaldığına yönelik tespitte bulunmuşlardır.17 Nitekim biz de İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinin anılan dairelerinin geçici iş göremezlik zararından trafik sigortacısının sorumlu olduğuna yönelik içtihatlarının sorumluluk hukukunun ruhuna uygun olduğunu düşünmekteyiz. Nitekim Yargıtay’ın da yeni genel şartlar öncesine yönelik içtihatlarında isabetle vurguladığı üzere, trafik sigortasının trafik kazaları sonucu üçüncü kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasını amaçlayan bir sigorta türü olduğu, bu kapsamda trafik kazası neticesi yaralanan ve geçici yada sürekli iş göremez hale gelen kişinin giderlerinin sadece bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi harcamalarından ibaret olmadığı, trafik kazası sonucu beden bütünlüğü zarara uğrayan kişinin tedavi gördüğü süre ile iyileşeceği süre içinde işlerini göremeyeceği ve bu süre içinde normal hayatını sürdüremeyeceğinden bu dönem için de tam iş göremez olarak kabul edilip buna göre tazminat hesabının yapılması gerektiği, geçici iş göremezlik nedeniyle hükmedilecek tazminatın kusurlu sürücü ve işletenin yanında trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirketin de sorumluluğu kapsamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. DİPNOTLAR; 1Çelik Ahmet ÇELİK–“Bedensel Zararlar Nedeniyle Tazminat” 2Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15584 E. - 2019/8246 K. Sayılı kararı. 3 Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2017/4133 E. - 2019/10949 K. Sayılı kararı. 4Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2019/2939 E. - 2019/9776 K. Sayılı kararında özetle “Davacı ... kaza tarihinde henüz 17 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından, mahkemece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” içtihadında bulunmuştur. Yine aynı daire tarih ve 2017/1003 E. - 2019/9657 K. sayılı diğer bir kararında ise, “ Davacı Şükran kaza tarihinde 12 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışması söz konusu olamayacağı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden bu zararın oluştuğunun kabulü doğru değildir. Bu nedenle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 5Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15503 2019/9041 K. Sayılı kararı ile aynı dairenin tarih ve 2016/20454 2019/8447 K. Sayılı kararı. 6Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/19010 E. - 2019/8366 K. Sayılı kararında özetle “Davacı ... kaza tarihinde polis memuru olup geçici iş göremezlik döneminde devlet memurlarının maaşlarını tam olarak almaları sebebiyle kazanç kaybı oluşmayacağı göz önüne alınıp, geçici iş göremez olduğu dönemdeki zararının belirlenmesi için mahrum kaldığı ek ödemeleri olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 7Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19993 E. - 2019/8923 K. Sayılı kararı. 8Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/18891 E. - 2019/8981 K. Sayılı kararında özetle “Maddi tazminatın zararın hesaplanmasında gelirin doğru olarak belirlenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Davacı taraf dava dilekçesi ekinde delil olarak, davacının ... Mağazasında mağaza personeli olarak çalıştığına dair ücret bordrosunu sunmuş, mahkemece hükme esas alınan tarihli hesap bilirkişisi raporunda, davacının ... market işyerinde çalıştığı ve 2014/4-5 aylar itibariyle aldığı ücret oranlanmak suretiyle, asgari ücretin 13,92 katı gelir elde ettiğinin kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Kaza tarihinin tarihi olduğu dikkate alındığında kaza tarihine yakın zaman diliminde davacının elde ettiği gelirinin belirlenmesi gerekmekte olup, kaza tarihinden yaklaşık bir yıl öncesine ait ücret bordrosu esas alınarak düzenlenen hesap bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. “ içtihadında bulunmuştur. 9Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2016/18418 E. - 2019/8398 K. Sayılı kararında özetle “ Davalılar ... ve ..., davacının geçici iş göremezliğinden SGK.'nın sorumlu olduğunu belirtmiş, mahkemece davacının geçici iş göremezlik döneminde çalışıp çalışmadığı ve SGK.'dan maaş alıp almadığı araştırılmamıştır. Bu itibarla, geçici iş göremezlik tazminatı yönünden yapılan araştırma yetersizdir. Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; uzman bilirkişi heyeti raporuyla 9 aylık geçici iş göremezlik süresi tespit edilen davacının, kazadan sonraki 9 aylık süreçte davacının kazadan sonra fiilen çalışıp çalışmadığı ve çalışmaya başladığı tarihin ne olduğu, davacıya kazadan sonraki 9 aylık süreçte maaş ödemesi yapılıp yapılmadığı, kazadan önce aldığı ancak kaza nedeniyle alamadığı maaşı dışında ek ödemeler bulunup bulunmadığı ile miktarının sorulması; anılan hususların tespitinden sonra, gerekirse rapor düzenleyen bilirkişiden ek hesap raporu alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” içtihadında bulunmuştur. 10Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/20125 E. - 2019/8681 K. Sayılı kararı. 11Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2017/4667 E. - 2019/10980 K. Sayılı kararında özetle “Maluliyete ilişkin alınacak raporlar tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü tarihi ile tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.” içtihadında bulunmuştur. 12Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/15859 E. - 2019/8592 K. Sayılı ilamı. 13 Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 2019/2278 E. - 2019/9780 K. sayılı ilamında özetle “ Eldeki davada Adli Tıp uzmanı tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşleri Tüzüğü Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne göre düzenlendiği belirtilen tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin %15, iyileşme süresinin 8 ay olduğu belirlenmiştir. Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu tarafından hazırlanan tarihli raporda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı iyileşme süresinin 6 ay olduğu, davacı tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan tarihli Konya Numune Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu raporunda ise davacının maluliyeti %3 olarak belirlenmiştir. Yukarıda anılan raporlar arasında açıkça bir çelişki bulduğu gibi Tüzük hükümlerinin, Yönetmelik hükümlerinin esas alındığı açıkça belirlenmemektedir. Yapılacak iş, Adli Tıp Genel Kurulundan kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun, tarafların itirazlarını karşılar nitelikte ve çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak usuli kazanılmış haklara da dikkat edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “ içtihadında bulunmuştur. Benzer karar için bakınız Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19896 E. - 2019/8912 K. Sayılı ilamı 14Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarih ve 018/11 E. -2019/12010 K. Sayılı kararında özetle “ Açıklanan tüm maddi ve hukuki vakıalar karşısında mahkemece; davanın devamı sırasında ölen davacı ...’nun davada taraf olma ehliyetinin son bulduğu, davacının malvarlığına ilişkin olan tazminat haklarının mirasçılarına geçtiği, ölüm ile kişilik hakları ve vekillik ilişkisi son bulduğundan karar tarihinden önce öldüğü anlaşılan davacı ...’nun yargılama sırasında öldüğü ve mirasçıları davayı takip ettiklerini bildirdikleri halde, mahkemece; murisin tüm tedavi evraklarının getirtilerek ATK'dan murisin geçici iş göremezlik süresi, kalıcı maluliyet oranı ve bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı hususunda rapor aldırılması buna göre davacı murisin geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ve bakıcı gideri zararının, kaza tarihinden ölüm tarihine kadar belirlenerek davacı murisin mirasçılarının miras payları oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, mirasçılar lehine değil de ölü kişi aleyhine olacak şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” içtihadında bulunmuştur.Benzer karar için bakınız Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2016/19178 E. - 2019/9043 K. Sayılı ilamı 15Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin tarih ve 2018/1230 E. - 2019/5867 K. Sayılı kararı. 16Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin tarih ve 2017/4180 E. - 2019/9766 K. Sayılı ilamı. 17İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin tarih ve 2020/452 Esas -2020/301Karar sayılı kararı ile aynı dairenin tarih ve 2020/93 Esas – 2020/ 127 Karar sayılı ilamı; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin tarih ve2019/3800 Esas -2019/841 Karar sayılı ilamı ile aynı dairenin tarih ve 2019/4038-700 E/K sayılı ilamı. Trafik kazası sonrasında raporlu geçen sürede iş ve kazanç kaybı nedir? Çalışılamayan sürelerin ücreti istenebilir mi? Her türlü kazada zarara yol açan, Türk Borçlar Kanunu gereği yol açtığı tüm bedensel zararları tazmin etmek zorundadır. TBK 54. Bedensel zarar Bedensel zararlar özellikle şunlardır 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. Kaza geçiren kişinin, geçici olarak tedavi görmesi ve bu sürede çalışamaması nedeniyle bir zarar doğar. Bu zarar kusurlu sürücüden, araç sahibinden veya kusurlu tarafın trafik sigortasından tahsil edilebilir. İş ve kazanç kaybına uğramak için meslek sahibi olmak zorunlu değildir. Kaza nedeniyle günlük işlerinin yapamayan ev kadınları da geçici iş göremezlik’ tazminatını isteyebilirler. Ev kadınları da bir asgari ücretli kişinin yapacağı işi eve yardım ederek yaptığından, tazminat asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Trafik kazası nedeniyle okula gidemeyen ve yıl kaybeden öğrenci de çalışma hayatına bir yıl geç başlayacağından kazanç kaybı talebinde bulunabilir. Tedavi süresi ile iyileşme süresi arasındaki fark nedir? Tedavi süresi hastanede yapılan tıbbi müdahale ve işlemlerdir. Kaza geçiren bir kişi hastanede aylarca tedavi görebilir ek ameliyatlar geçirebilir. Tedavinin bitmesi ile kişi normal hayatına hemen dönemez. Kişinin tedavi sonrasında normal hayatına dönmesine kadar geçen süre iyileşme süresidir. İyileşme süresi mesleklere göre değişiklik gösterebilir. Beden gücüyle çalışan bir işçinin bacağının kırılması durumunda iyileşme süresi uzun olacakken, masa başı çalışan bir kişi iş hayatına zorlanarak da olsa devam edebilecektir. Bakıcı gideri istenebilir mi? Tedavi sonrasında iyileşme sürecinde kişi hayatını tek başına idame edemiyor, sürekli birinin yardımına muhtaç ise bakıcı gideri talep edebilir. Bakıcı gideri istenebilmesi için yaralanmanın ağır, yatağa bağlılık derecesinde olması gereklidir. Bakıcının ücret karşılığı dışarıdan biri kişi olmasına gerek yoktur. Kaza geçirenin oğlu, gelini veya yakınlarının bakması durumunda da o kişilerin bir bakıcı kadar emek harcadığı ve emeklerinin tazmin edilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bakıcı giderleri zorunlu trafik sigortası tarafından karşılanır mı? Yargıtay’ın verdiği son kararlarda bakıcı gideri tedavi gideri kapsamında sayılmış, sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile TL’nin TL geçici iş göremezlik tazminatı, TL bakıcı gideri ve TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş’ temyiz edilen hüküm Yargıtayca onanmıştır. YARGITAY Dairesi Esas 2016/ 13803 Karar 2019 / 6344 Karar Tarihi Gelecekte yapılması olası tedavi giderleri istenebilir mi? İleride yapılacak iyileştirme giderlerinin önceden istenmesi mümkündür. Kaza geçirenin daha sonra ameliyat edilmesi gereği, çeşitli ilaçlara ve medikal malzemelere bağımlı kalması durumunda bilirkişi tarafından bunların tutarları hesaplanmalı ve tazmin edilmelidir. Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapılan giderleri olmayıp ilaç, pansuman, medikal malzeme gibi doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak diğer zorunlu giderler de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir. Bu konuda 818 sayılı BK 42/II maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir.’ Yargıtay Dairesi Esas 2016/ 15811 Karar 2019 / 7480 Karar Tarihi Kural olarak, TMK’nın gereğince zararın ve zararın kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Tedavi giderlerinin her türlü delille ispatı mümkün olup; bu giderlerin mutlaka belgeye bağlanması zorunlu değildir. Zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak zararın kapsamı belirlenebilir. Zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli olan muayene, tahlil, ambulans ve benzeri taşıma giderleri ile ameliyat, ilaç, protez, bakım, fizik tedavi gibi giderler tedavi giderleri kapsamı içerisindedir. Zira, sadece iyileşmeyi sağlayan giderler değil, sakatlık ya da hastalığın artmasını önlemek için yapılması zorunlu giderler de tedavi giderlerinden sayılır. İleride yapılması zorunlu olan tedavi giderleri de henüz bu giderler yapılmadan önce talep edilebilir.’ YARGITAY Dairesi Esas 2018/ 608 Karar 2018 / 8208 Karar Tarihi Kazanın başka bir hastalığı tetiklemesi halinde yapılacaklar nelerdir? Kaza kişinin mevcut hastalığının artmasına neden olmuş ve uzun tedavi süreci gerekmiş olabilir. Kalp, akciğer, böbrek gibi organlarda kronik rahatsızlığı olan kişilerin bir de üzerine trafik kazası geçirmesi halinde aylarca hastanede tedavi altına alındığı görülmektedir. Akciğer rahatsızlıklarında kaza nedeniyle rahatsız akciğere batan kaburga, kişinin devam eden tedavisini etkileyebilir, akciğerinin sönmesine ve cihaza bağlı kalmasına yol açabilir. Bu durumda fazladan yapılan tedavi masrafları da tazminata dahil edilmelidir. Tedavi giderlerinin fatura ve makbuzla ispatı zorunlu mudur? Kaza akabinde kişinin yakınları telaş içinde tedaviye odaklanmakta, ceplerinden masraf yapmaktan kaçınmamaktadır. Acı ve can korkusu içinde yapılan giderlerin belgelenmesi kimsenin aklına gelmeyecektir. Bu yüzden Yargıtay kararları ile benimsendiği üzere, tedavi giderlerini ispatlama için kolaylıklar getirilmiş, yaklaşık olarak ev-hastane arası gidilen yolun ne olduğu, yakıt, yemek, konaklama masraflarının ortalama ne kadar olacağının uzman bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğine hükmedilmiştir. Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacıdan tedavi giderine yönelik ulaşım masraflarını gösteren belgeleri istemek, davacının ulaşım giderlerini belgelendirmesi mümkün olmadığı takdirde geçici iş göremediği süre dahilinde hangi sağlık kuruluşunda ve kaç sefer sağlık hizmeti aldığını davacıdan da sormak suretiyle araştırmak ve mutad vasıta ücretlerine göre davacının ulaşım giderlerini hesaplayarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.’ Yargıtay Dairesi Esas 2010/ 9732 Karar 2012 / 3963 Karar Tarihi Özel Hastanede yapılan tedavi giderlerinden kim sorumlu olacaktır? Genel kural, Karayolları Trafik Kanunu kapsamında devlet veya özel hastane fark etmeksizin trafik kazasından kaynaklı sunulan sağlık hizmet bedellerini SGK tarafından karşılanmasıdır. Trafik kazası akabinde tedavisi özel hastanede devam eden kişinin cebinden ne kadar bir meblağ çıkacağı öncelikle tedavinin İVEDİ olup olmadığına göre belirlenecektir. Hayati tehlikesi olan hastanın ivedi olarak özel hastanede tedavisi başlamış ise masrafları SGK tarafından karşılanır. Özel hastane, faturayı SGK’ya kesmelidir. Yargıtay 2011 tarihli bir kararında ödenmesi gereken tedavi miktarının Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği resmi tarife tutarı değildüşük meblağlı, özel sağlık kuruluşlarının emsal tedaviler için uyguladığı genel ve ortalama rayiç bedelin ödenmesi gerektiğine, özel hastanelerde uygulanan emsal bedelin belirlenmesi için bilirkişiden rapor alınarak bedelin tespit edileceğine karar vermiştir. Çelik Ahmet Çelik, Bedensel Zararlar 2018 Ankara, Seçkin Yayınları, – Örneğin, Acıbadem hastanesi önünde araba çarpan yaya, ivedi olarak Acıbadem Hastanesine kaldırılmış ve bacaklarına platin takılmış ise Acıbadem Hastanesi’nin uyguladığı ücret tarifesi ne ise SGK tarafından karşılanmalıdır. Uygulamada kaza geçiren kişilerin özel hastaneye kaldırıldığı ve 50 bin lira gibi yüksek meblağlar fatura edildiği görülmektedir. Uyuşmazlığın yaşandığı nokta ise tedavinin İVEDİ olup olmadığının belirlenememesi halinde ortaya çıkar. Halen görülmekte olan emsal bir davada, özel hastanede fatura edilen tutar için SGK’ya ve çarpan aracın sigorta şirketine dava açılmıştır. Gelen bilirkişi raporunda trafik sigortasının mevzuat gereği tedavi masrafından sorumlu tutulmayacağı, SGK’nın ise SUTSağlık Uygulama Tebliği kapsamında kendi payına düşen TL kısmı ödediği şeklindedir. Böylece kaza geçiren tedavi masrafını cebinden ödediğiyle kalmıştır. Raporda görüldüğü üzere tedavinin İVEDİ olup olmadığı tespit edilememiştir. Tedavinin zorunlu ve ivedi olduğu iddiası var ise, KTK 98 maddesince ödenen sağlık harcamaların iadesi için özel hastaneye başvuru yapılması, ödenmezse icra takibine geçilmesi, hastane tarafından borca itiraz edilmesi durumunda %20 icra inkar tazminatı talepli itirazın iptali davası açılması mantıklı bir yol olabilir. Aracın zorunlu trafik sigortası yoksa tedavi giderinin rücu edilebileceği kanaatindeyiz. Yapılan düzenleme gereği, kaza geçiren kişinin keyfi olarak devlet hastanesinde tedavi olabilecekken nasıl olsa SGK her türlü sağlık giderini karşılar mantığı ile lüks özel hastanelere başvurulması engellenmiştir. Özel hastanede yapılan ancak zaruri olmayan tedavilerde ise devlet hastanesinde karşılanacak meblağ nispetinde ödeme yapılmakta üzerini tedavi gören kendisi karşılamalıdır. Çelik Ahmet Çelik, aradaki bu farkın tazminat sorumlularından ruhsat sahibi, sürücü, ZMSS tahsil edilebileceği görüşündedir. Çelik, Bedensel Zararlar, SGK’nın sorumlu olmadığı yasa kapsamı dışındaki tedavi giderleri. Yasa kapsamı dışındaki tedavi giderleri sayılı kararında, yaralanan kişinin iyileşmesi için yapılan muayene, ilaç, bakıcı gideri, ulaşım gibi giderler olarak örnekleme yoluyla sayılmıştır. Muayene, ilaç, bakıcı gideri, ulaşım, yemek gibi giderlerden aracın zorunlu trafik sigortası, işleten ve sürücü sorumlu olacak, SGK ödeme yapmayacaktır. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile işleten ve sürücü sorumludur. Sigorta uygulamalarındaki değişiklik Sigorta genel şartlarında yapılan değişiklik ile geçici iş göremezlik dönemi olarak ifade edilen çalışılamayan ayların ücretinin SGK tarafından ödeneceği yorumu yapılmaktadır. Trafik sigortası yapan şirketler geçici iş göremezlik taleplerini reddetmekte SGK’nın sorumlu olduğu şeklinde yanıtlar vermektedir. Trafik sigortası genel şartları madde Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.’ şeklinde cevaplar gelmeye başlamıştır. Yargıtay ise 2014 tarihli bir kararında geçici iş göremezlik zararı bedeni zarar teminatıyla zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında olup, 6111 sayılı yasa uyarınca tedavi gideri kapsamında değerlendirilemez.’ 17HD 2014/16455E. 2014/13330 T. şeklinde değerlendirmiş, geçici iş göremezlik zararından sigorta şirketini sorumlu tutmuştur. Geçici iş göremezlik, kişinin çalışamadığı dönemde işe meslek/iş gücü/emek kaynaklı bir zarar olduğundan tedavi gideri listesine dahil edilmesine katılmıyoruz. ZMSS sigortası yapan şirket geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmalıdır. Ancak, uygulama tartışmalı olup, zamanaşımı yaralanmalarda 8 yıl olduğundan uygulama netleşene kadar Yargıtay’ın güncel kararları beklenmektedir. İLGİLİ MEVZUAT SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ Madde 98 – DEĞİŞİK MADDE RGT RG NO 27857 MÜKERRER KANUN NO 6111/59 Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın EKLENMİŞ İBARE RGT RG NO 29335 KANUN NO 6645/60 genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. EKLENMİŞ CÜMLE RGT RG NO 29335 KANUN NO 6645/60 Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez. Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir. Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir. EMSAL KARARLAR YARGITAY Dairesi Esas 2003/ 6318 Karar 2004 / 1185 Karar Tarihi ÖZET Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların işleticisi, trafik sigortacısı ve sürücüsü bulundukları araçta yolcuyken inmesi sırasında şoförün kusuru nedeniyle yaralandığını, malul hale geldiğini, tedavi masrafları yapmak zorunda kaldığını, manen ve madden zarara uğradığını iddia ederek, maddi tazminat ile manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini dava etmiştir. Limitler dahilinde davalı trafik sigortacısı tedavi giderlerinden de sorumludur. Zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 2918 S. K. m. 85, 90, 97, 98 818 S. K. m. 46, 47, 49 6762 S. K. m. 806 Taraflar arasında görülen davada Üsküdar Asliye 2. Hukuk Mahkemesi’nce verilen tarih ve 2000/1065 – 2002/640 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı Bengin Apaydın vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla … gereği görüşülüp düşünüldü Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların işleticisi, trafik sigortacısı ve sürücüsü bulundukları araçta yolcuyken inmesi sırasında şoförün kusuru nedeniyle yaralandığını, malul hale geldiğini, tedavi masrafları yapmak zorunda kaldığını, manen ve madden zarara uğradığını iddia ederek, 5 milyar TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 10 milyar TL manevi tazminatın ise Sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Şeker Sigorta vekili, tedavi giderleriyle ilgili olarak TL ödediklerini, ücretli yardımcı tutulmasına ilişkin giderlerin teminat dışı olduğunu, sakatlık halinde sorumluluklarının 3 milyar TL ile sınırlı olduğunu açıklamıştır. Davalı Bengin Apaydın vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, tazminat isteminin fahiş olduğunu, davacının kusurlu bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı sigorta şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olmak üzere, davacının maluliyet sebebiyle TL ve bakım gideri TL maddi tazminatın tüm davalılardan; 2,5 milyar TL manevi tazminatın ise, davalı Bengin Apaydın ve Sultan Çiftliği Belediyesinden tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı Bengin Apaydın vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Engin Apaydın vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamları dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarihli celsede açıkça maddi tazminat kapsamıyla ilgili olarak maluliyetten doğan zararı ile bakıcı masraflarım talep ettiğini açıklamıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu ve ibraz edilen bakıcı giderlerine ilişkin makbuzlar esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak, zarar gören davacının sağlığına kavuşabilmesi için bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı, iyileşme süresi, bakıcıya ödemeleri gösterir makbuzların tarihleri de dikkate alınarak bu kalem zararının bulunup bulunmadığı, yapılan giderin kadri maruf olup olmadığı noktalarında uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 3- Ayrıca, yapılan bakıcı giderleri de tedavi giderleri arasındadır. Limitler dahilinde davalı trafik sigortacısı tedavi giderlerinden de sorumludur. Davacı vekilinin kabul ettiği üzere, davalı trafik sigortacısı tedavi gideri kapsamında davacıya dava tarihinden önce TL ödemiştir. O halde, yapılan ödemenin belirlenen zarardan mahsup edilmemesi de doğru olmamıştır. Sonuç Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bengin Apaydın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Bengin Apaydın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliği ile karar verildi. ¤¤ ÖZET Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile ……. TL’nin ….. TL geçici iş göremezlik tazminatı, …… TL bakıcı gideri ve …… TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile …… TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı …Ş. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …Ş. vekilinin ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiştir. YARGITAY Dairesi Esas 2016/ 13803 Karar 2019 / 6344 Karar Tarihi 6098 S. K. m. 54, 56 Dava Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı …. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü Karar Davacı vekili, tarihinde, müvekkilinin sürücüsü olduğu araçla davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, yatarak tedavi gördüğünü, çalışamadığını, aracının pert olması sebebiyle taşımacılık yapamadığından gelir kaybına uğradığını belirterek sürekli-geçici iş göremezlik, tüm tedavi masrafları, yol vb. giderler, kazanç kaybı ve bakıcı gideri talepleri kapsamında belirsiz alacak olarak TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, tarihinde maddi talebini TL’ye artırmıştır. Davalı …. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; maddi tazminat davasının kabulü ile TL’nin TL geçici iş göremezlik tazminatı, TL bakıcı gideri ve TL faturalandırılamayan ve SGK’ca karşılanmayan kaçınılmaz tedavi gideri toplamı sigorta şirketinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden kaza tarihinden; işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı …Ş. vekili ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sonuç Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan maluliyet raporunun benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı …. vekilinin ve davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 977,62 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı Derya Otomotiv Akaryakıt Taşıma Servis Tic. alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 971,76 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 20/05/2019 gününde oybirliği ile karar verildi. ¤¤ YARGITAY Dairesi Esas 2016/ 15811 Karar 2019 / 7480 Karar Tarihi MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan …’ın sürücüsü, davalı …’in maliki, davalı … şirketinin sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu davacının yaralandığını, davalı …’nin de araçta yolcu olduğu ve kazaya kusurlu hareketi ile sebep olduğunu belirterek geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve iktisadi geleceğin sarsılmasından kaynaklı toplam TL maddi, TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kısmen kabulü ile TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, sair taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Tedavi gideri, yaralanan kişinin sadece hastanede yapılan giderleri olmayıp ilaç, pansuman, medikal malzeme gibi doğrudan tedaviye bağlı giderler dışında, tedavi sırasında yapılacak diğer zorunlu giderler de tedavi giderleri içerisindedir. Bu giderlerin tamamının fatura ile kanıtlanması mümkün değildir. Bu konuda 818 sayılı BK 42/II maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir. Somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL tedavi gideri talep edilmiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda tedavi gideri yönünden hesap yapılmamıştır. Mahkemece de bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda konusunda uzman bilirkişiden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre, belgesiz tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olduğu da gözetilmek suretiyle, davacı isteminin karara bağlanması gerekirken; eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY Dairesi Esas 2018/ 608 Karar 2018 / 8208 Karar Tarihi YARGITAY KARARI ….. Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminatın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, müvekkilinin ikamet ettiği ……. köyünde sık sık elektrik kesildiğini ve elektrik tellerinde incelme ve sarkmalar meydana geldiğini, davacının ve…….köyü sakinlerinin defalarca tellerin değiştirilmesi ve gerekli tamiratın yapılması hususunda ……….. Kurumuna başvuru yapmalarına rağmen davalı kurumun cevap vermediğini, köydeki iki trafodan birinde telin koptuğunu, bundan dolayı ilgililerin gelip gerekli tamiratı yapmasını istediklerini, ancak iki gün geçmesine rağmen yetkililer gelmediğinden dolayı müvekkilinin 29/09/2008 günü kopmuş olan elektrik tellerini bağlamaya çalışırken ağır bir şekilde yaralandığını , bu olay neticesinde müvekkilin sakat kaldığını belirterek TL manevi, TL maddi tazminat, olay sebebiyle davacının yapmak zorunda olduğu ve olacağı tedavi masraflarına ilişkin şimdilik TL’ye hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı vekilinin tarihli 5 nolu celsede mazeretinin son kez kabul edildiğine ilişkin karar verildiği, buna rağmen mazeret dilekçesi sunduğu, böylelikle dosyanın takip edilmediği, dolayısıyla bu şekilde işlemden kaldırıldığı gerekçe gösterilerek, davanın HMK 150/ uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Temyiz incelemesini yapan,dairemizin 2015/1782 Esas 2016/1658 Karar sayılı ilamı ile davada ilk yenilemeden sonra talebi kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği” belirtilerek bozulmuştur. …… Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davacının maddi tazminat isteminin reddine, tedavi gideri talebinin reddi ile davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ve TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, haksız fiil nedeniyle yaralanmadan dolayı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç efor harcaması nedeniyle doğan zarardır. Davacı dava dilekçesinde, davalıdan TL maddi tazminat talep etmiş ancak bu maddi tazminat talebininin kapsamını açıklamamıştır. Mahkemece davacının maddi tazminat talebi kapsamı açıklattırılarak, daimi sakatlık nedeni ile istenen maddi tazminat ile geçiçi iş görmezlik tazminat miktarının sorularak tespit edilmesi , buna göre davacı tarafça geçici iş göremezlik tazminatı talep edildiğinde davacının yaralanmasının kaç iş günü geçici çalışmasına engel olacağı tespit edilerek bu süreye ilişkin maddi tazminat miktarının hesaplanması için dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekmektedir. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacının sürekli ve geçici iş göremezlik zararının da hesaplattırılıp varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, bu istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 2-6098 sayılı TBK’nın 50. BK’nın 42. maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü düzenlenmiştir. Zararın varlığını ve tutarını kanıtlamak zorunda olan davacının, zararın gerçek tutarını kanıtlamakta zorlandığı veya kanıtlanmasının davacıdan beklenemeyeceği durumlarda hakim, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemleri gözeterek zarar tutarını kendiliğinden belirler. Bu durumda, mahkemece davacının zarar miktarı hesaplattırılmalı, söz konusu zarar miktarının tam olarak tespitinin mümkün olmaması halinde, hakim 6098 sayılı TBK’nın 50. maddesi hükmü gereğince davacının zarar miktarını hakkaniyete uygun olarak takdir etmelidir. ……. Kural olarak, TMK’nın gereğince zararın ve zararın kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Tedavi giderlerinin her türlü delille ispatı mümkün olup; bu giderlerin mutlaka belgeye bağlanması zorunlu değildir. Zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak zararın kapsamı belirlenebilir. Zarar görenin sağlığına kavuşması için gerekli olan muayene, tahlil, ambulans ve benzeri taşıma giderleri ile ameliyat, ilaç, protez, bakım, fizik tedavi gibi giderler tedavi giderleri kapsamı içerisindedir. Zira, sadece iyileşmeyi sağlayan giderler değil, sakatlık ya da hastalığın artmasını önlemek için yapılması zorunlu giderler de tedavi giderlerinden sayılır. İleride yapılması zorunlu olan tedavi giderleri de henüz bu giderler yapılmadan önce talep edilebilir. Davacı olay sebebiyle davacının yapmak zorunda olduğu/ olacağı tedavi masraflarına ilişkin şimdilik TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Buna göre, açıklanan tüm bu hususlar gözetildiğinde; mahkemece davacının tedavi giderleri konusunda hastane, ilaç, doktor, ambulans ücreti gibi, hangi giderlerin resmi kurum tarafından, hangilerinin davacının bütçesinden karşılandığı hususunun, ilgili kurumlardan gerekli bilgi ve belgeler celp edilerek, gerekirse bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. 3-Bununla birlikte,dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacı, elektrik çarpması neticesinde meydana gelen daimi iş gücü kaybından dolayı tazminat istediğine göre davanın sonucunu maluliyet durumunun tespiti belirleyecektir. Yargılama sırasında … Adli Tıp Şube Müdürlüğünden alınan tarihli raporda davacının kalıcı iş gücü kaybı olmadığı bu rapor maddi tazminat yönünden hükme esas alınacak nitelikte değildir. Buna göre mahkemece Adli Tıp ihtisas Kurulundan rapor alınarak, davacının iş göremezlik zararı saptanması halinde , olay nedeniyle davacı yararına maddi tazminatın yeniden değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, gününde oy birliğiyle karar verildi. HAKKIMDA SON YAZILARIM Avukat Yasin GİRGİN, 1977 Ankara doğumludur. 1999 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş ve sonrasında 2 yıl boyunca Özel Hukuk Master programına devam yılları arasında yaptığı hakimlik dönemi dışında 13 Kasım 2000'den bu yana serbest avukatlık faaliyetini icra kitabı ve çok sayıda makalesi bulunan GİRGİN'in 120 köşe yazısı Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır. GİRGİN, halen okur sorularını cevapladığı köşe yazılarını kaleme 483 9313 numaralı telefonumuzdan bize ulaşabilirsiniz. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2007/19431 K. 2009/907 T. DAVA Davacı, trafik kazası sonucu geçici işgöremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının ödetilmesi için açılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi KARAR Dava hukuki nitelikçe, tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan sigortalıya davalı Kurumca hastalık sigortası kolundan yapılan yardımların; 506 sayılı Kanunun kapsamında sigorta şirketi bakımından poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, 506 sayılı Kanunun halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar Tavan miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan gün ve E2003/10, K2006/106 sayılı karan ile “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması nedeniyle kurumun rücu alacağının temelinin artık halefıyete değil basit rücu hakkına dayandığı, sigorta şirketlerine dava açma hakkı da ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun göre, işletenler motorlu taşıtların kullanılmasından doğan, üçüncü kişilere verdikleri zararları karşılamak üzere zorunlu mali mesuliyet sigortası yaptırmak zorundadırlar. Bu sigorta türünde sigorta şirketi birinci, aracı sigorta ettiren ikinci, bu iki kişinin dışında olup da zarar gören kişi ise üçüncü kişi konumundadır. Madde de sigorta ettirenin “işleten” sıfatına sahip kimseler olabileceği hükme bağlanmıştır. Sigorta şirketi, araç sahibinin, gerek müstahdeminin kusurundan ve gerekse bizzat kendi kusurundan doğacak mali mesuliyetini temin etmektedir. Bu yönden sigorta şirketleri işletenin yada şoförlerinin, kusurları ile neden oldukları olaydan dolayı doğan mali sorumluluklarının belirli limit dahilinde kefili durumundadır. Bu nedenle de zarar gören kişi, kendisine zarar veren aracı sigorta eden sigortacıya, zararını tahsil etmek için başvurabilmektedir. Sigorta şirketlerinin sorumluluğu akti sorumluluk olup, poliçe limiti ile sınırlıdır. Dava, zarar verene karşı açılabiliyorsa, onun hukuki ve mali sorumluluğunu teminat kapsamında yükümlenen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısına davanın açılamayacağının kabulü Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile oluşturulan yapıya aykırıdır. Bu sigorta ile asıl güvence altına alınan menfaat, sigorta ettirenin menfaatidir. Sigorta ettiren, zararı karşıladıktan sonra kendi sigortacısından limitler dahilinde ödemesini talep edebilecektir. 506 sayılı Kanun’un “kasdi veya suç sayılan hareketi ile sigortalının hastalanmasına sebep olan kimseye, bu kanun gereğince hastalık sigortasından yapılan her türlü giderler tazmin ettirilir.” hükmü öngörülmüş olup, maddesinin uygulanması için öngörülen “kusur” koşulunun, sigorta şirketi için de ayrıca, aranmasına gerek olmadığı gibi, anılan madde de, kusurlu kişilerden söz edilmesinin, bunlardan başkasına, özellikle sigortacılarına, rücu edilemez anlamında yorumlanamayacağı da ortadadır. Kurumun rücu hakkı ise, SSK’nın hangi maddesinden kaynaklanırsa kaynaklansın halefıyete değil Kanundan kaynaklanan bağımsız rücu hakkı ilkesine dayanır. Buna göre üçüncü kişiye verilen zarardan bu kişiye karşı birinci derecede sorumlu olan sigorta şirketinin, yardımın Kurum tarafından yapılmasından yararlanarak sorumluluktan kurtulması, sigorta hukuk ilkeleri ile bağdaşmaz, aksine sigorta şirketlerinin kuruluş amacı böyle bir sorumluluğu zorunlu kılar. Hal böyle olunca; davalı sigorta şirketi, sigorta olayına karışan ve sürücüsü 8/8 oranında kusurlu bulunan aracın sigortacısı sıfatıyla; zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde, tedavi ve sakatlık giderleri yönünden öngörülen YTL’lik limit dahilinde bulunan davaya konu geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinden Kuruma karşı sorumlu bulunduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, gününde oybirliği ile karar verildi.

zorunlu trafik sigortası geçici iş göremezlik