🐸 Positive Form Ile Ilgili Cümleler

Negativeand question form (There is / There are) Activity Exercise Ex: There is a lamp on the wall. (-) There isn’t a lamp on the wall. (?) Is there a lamp on the wall? Ex: There are some good programmes on TV. (-) There aren’t any good programmes. positivefeedback loop İsim, besleme ile ilgili. tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. Nötrbir intrapsişik süreç, kişiliği tanımlayan ben bütünlüğünün yönleri ile karakterize edilebilir; hayvanlara olan sevgi, brokoli sevmediği gibi, tarihsel romanlara karşı cinayet gizemlerine karşı bir tercih Intrapsychic is a psychological term referring to internal psychological processes of the individual. These processes positiveform or “do not do unto others what you would not like them to do unto yourself” in negative form. Therefore, the religions do not exclude altruism, on the contrary, they highly value it through commanding or advising their followers to perform. Thus, altruism is a moral virtue which is strongly promoted by the religions. ) and got a BFN on a FRER 10 cm penis yeterlimi ile ilgili sorular, makaleler ve videolar uzman doktorlar tarafından hazırlanıyor LL-DPO-020-M600x300 Manufacturer Part Number: DPO20-2181-01 Simnet Excel 2019 15 dpo bfp 15 dpo bfp 15 dpo bfp 15 dpo bfp. Thank you ladies 1-2 DPO: BD, white lotion creamy cm, 2-3 DPO: thick white stretchy cm 3-4 ErcanTomakin, ORDU UNIVERSITY, English Language and Literature Department, Faculty Member. Studies English Language Teaching, Educational Action Research, and using the L1 in teaching the L2. l'm an action researcher, ELT lecturer, at Ordu Yesno question. In linguistics, a yes–no question, also known as a polar question or a general question [1] is a question whose expected answer is one of two choices, one that provides an affirmative answer to the question versus one that provides a negative answer to the question. Typically, in English, the choices are either "yes" or "no". jdJv5. Bu olumlama cümlelerini, ihtiyacınıza göre her gün söylemeye çalışın. Pozitif düşünmenizi ve huzurlu hissetmenizi sağlayacaktır. Olumlamalar hayatımıza girdikten sonra, olumlu şeyler oluşmaya başlar. Olumlama cümlelerini bir tohum olarak düşünün ve bilinçaltınızı ise tarla. Tarlaya ekilen tohumların büyümek için belli zamanları vardır. Aynı olumlama cümlelerinin de zamana ihtiyacı olduğu gibi. Ama etkilerini ilk günden göstermeye başlayacaktır. Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur. Sözleriniz pozitif olsun çünkü sözleriniz davranışlarınız olur. Davranışlarınız pozitif olsun çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınız pozitif olsun çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur. Mahatma Gandhi Üzgün ve Yalnız Hissettiğinizde; 1- Sevgiyi iç dünyamda hissediyorum. 2- Tamamen sevgi kaynağına bağlıyım. 3- Yaşam bana verilmiş harika bir hediye. Değerini biliyor ve mutlu oluyorum. 4- Kendimi seviyor ve kabul ediyorum. Korkuyor ve Güvende Hissetmiyorsanız; 5- Nefes almaya ve huzura odaklanıyorum. 6- Sezgilerimi takip ediyorum ve kalbim gerçek rehberim oluyor. 7- Her zaman doğru seçimler yapıyorum. 8- İçimdeki gücü ve enerjiyi yaşıyorum. 9- Kendime inanıyor ve güveniyorum. Kendinizi Önemsiz Hissediyorsanız; 10- Ben eşsiz bir insanım. 11- Ben aklım ile parlıyor ve başkalarına yol gösteriyorum. 12- Ben önemli bir insanım ve dünya bunun farkında. 13- Bir okyanus içindeki bir damla değil, bir damlanın içindeki koca okyanusum mevlana sözünden Öfkelendiğin veya sinirlendiğinde; 14- İçimdeki bilgeliğe ve sezgilerime güveniyorum. 15- Öfke ve sinir duygumun farkındayım ve kontrol ediyorum. 16- Huzurlu ve dinginim ve nefesime odaklanıyorum. 17- Her şey benim iyiliğim için oluyor. [post_ad] Birine Kızdığında; 18- kendimi ve öfkelendiğim kişi affediyorum. 19- Öfkemi gönderiyorum ve olayları daha net görüyorum. 20- Öfkem ile ilgili tüm sorumluluğu kabul ediyorum. 21- Öfkemi anlayış ve sevgiyle yer değiştiriyorum. 22- Öfkem yüzünden yaptığım hatadan özür diliyorum. Ne zaman umutsuz ve yolun sonuna geldiğinizi hissettiğinizde. 23- Durumun iyiye döneceğini kabul etmesem de yaşadığım durum iyiye doğru gidiyor. 24- İçimde cesaret ve umut yükseliyor. 25- Baktığım zaman iyimser ve umutlu yolları görüyorum. 26- Yaşamın bilgeliğinden daha iyi yollar ve çözümler için yardım istiyorum. 27- Tüm olasılıklar tükenmedi. Yeni olasılıkları hayatıma her gün giriyor. Bir karar hakkında çatışma yaşıyorsanız; 28- Bilgeliğim karara varmamı sağlıyor. 29- En iyi kararı vereceğimi biliyor ve kendime güveniyorum. 30- Kararım ne olursa olsun sonunda iyilikle olacağını biliyorum. 31- Kararımı iç dünyamın bilgeliği ile buluyor ve huzurla kabul ediyorum. 32- Ailem ve arkadaşlarım beni bu karar yüzünden anlamasa bile onları seviyorum. 33- Kararımın doğru olduğunu biliyor ve tüm sorumluluğu alıyorum. 34- Tüm enerjimi ve zihnimi bana rehberlik etmesi için yönlendiriyorum. 35- Her iyilikte bir kötülük ve her kötülükte bir iyilik olacağının yasasını biliyorum. 36- Kararımın en yakın zamanda bilgelik ve sevgi kanalları ile vereceğimi biliyorum. Arkadaşlar için; 37- Beni seven ve bana saygı duyan arkadaşları seçiyorum. 38- Bana huzur veren insanlarla çevremi oluşturuyorum. 39- Arkadaşlarıma zaman ayırıyor ve onları önemsiyorum. 40- Arkadaşlarım beni yargılamıyor ve beni destekliyorlar. 41- Ben arkadaşlarım ile çok harika bir yaşam sürüyorum. Yabancı bir ortamda; 42- Herkesin gördüğü gibi ben akıllı ve güzel bir insanım. 43- Her istediğimde bu ortamı bırakabilirim, onun için çok rahatım. 44- Biliyorum ki gerekli cevaplar bana burada verilecek. 45- Tüm her şey yolunda ve insanlar beni beğeniyor. İşte çalışırken; 46- Ben işimden zevk alıyor ve istediğim işi yapıyorum. 47- Kariyer planımda yükseliyor ve istediğim noktaya geliyorum. 48- Harika ve güzel bir işim var. 49- Yaptığım iş hayatımı pozitif yönde yükseltiyor. 50- Yaptığım iş ile dünyaya katkıda bulunuyor ve dünyayı pozitif yönde değiştiriyorum. İhtiyacınız Olan 50 Pozitif Olumlama Cümlesi Reviewed by bilgierdemdir on 094900 Rating 5 positive Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler Bu yazımızda positive ile ilgili İngilizce cümleleri bulabilirsiniz. Sizler için derlediğimiz İngilizce'de en çok kullanılan positive kelimesi ile ilgili olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinden yararlanarak İngilizce pratik yapabilir ve positive kelimesinin kullanım alanlarını öğrenebilirsiniz. I wish I had a more concrete, definite, positive , upbeat answer to give. we're hoping to get a positive answer We were studying positive , comparative and superlative adjectives and, as usual, having a pretty hard time with it. What we will try and do is use these couple of weeks and be positive rather than talk about it. In 28 cases, results were positive using one test but negative using another. Eyewitness testimony in court cases - even from witnesses who are absolutely positive about what they saw - should be taken with a grain of salt. Mitomycin C and cyclophosphamide were used as positive controls in the absence and presence of S9, respectively. He won the event in 2002, but tested positive for the banned substance nandrolone the year after. The infections were detected in recipients by a positive blood smear. If we subtract a positive number from an empty power, the same negative number remains. In the first few days of testing, half of the samples from current employees came back positive . Even if it's a positive response, a single bank or investor is not enough to open a restaurant. I'm positive I'll go back and ski there again. According to Dan Duddingston, the community response has been overwhelmingly positive . Now the dominant trend in radio is to avoid giving listeners a reason to turn off, rather than offering a positive reason to turn on in the first place. If we are to move forward, we must espouse this more positive approach in all dimensions of the club's activity. Zero divided by negative or positive numbers is either zero or is expressed as a fraction with zero as numerator and the finite quantity as denominator. But before we get to those little things let's concentrate on the positive . We have just achieved a fantastic result here, and I think at home there's been a really positive response to what we've been doing. That should imply positive announcements from this trio. During training you can spend time working on your techniques and I am positive that it has helped my game. Upon positive identification, the user is alerted by both an audible and visual alarm. While studying streams of ionized gas Wien, in 1898, identified a positive particle equal in mass to the hydrogen atom. My bets are on number three to win, and I'm almost positive that she will! The officer told him that if he could not make a positive identification he should say so; then it was that he told the officer that he was not sure. Electrons and positive ions, the components of plasma, are charged particles. We end the session with positive affirmations of how good things are going to be someday, when Craig or a judge will finally listen to them. Jones has always denied all the allegations and has never tested positive for any banned substances. Det Supt Ernie Roper, who is leading the investigation, said he was very encouraged by the positive response. it's fantastic to have positive proof Should the test have a positive result, indicating that a condition has been detected, the parents will need counselling and support. All the health information has a definite bias towards the positive . She hated him, that was very certain and she grew more and more positive of this fact as the next few days passed. But he consulted with our allies in such a way that the response was very positive and I thought very good. I told them I was positive of who it was, they didn't have to worry about it. He just had to walk into any room and the whole ambiance changed for the positive . Patients were considered to be HIV-positive only if both tests gave a positive result. These minerals in their ion state carry either negative or positive charges, much like a car battery. Patients with positive test results should be treated to eradicate the infection. We are assured that the Olympics will leave London a positive legacy rather than massive debt. If you are now in a relationship, you may wish to ask your doctor about how to explain your positive test result to your partner. Furthermore, we are unable to see how such a move could result in a positive outcome for women's health and welfare with no adverse effects. Rather, they are positive steps to achieve equality of outcomes for men and women. Where then, Marx asks, is the positive possibility of German freedom to be found? A sense of security and safety is one of the positive features of living in rural areas. Of course, there were a number of positive responses, from quiet appeals for calm to supportive speeches in the House of Commons. Despite all this, I'm actually feeling rather positive about the impending arrival. I've learnt a huge amount from Geoff since we contested the Cambrian Rally and I'm very positive that we can have an excellent year. it's a positive Therefore, a certain naiveté, unburdened by conventional wisdom, can sometimes be a positive asset. There is a net positive charge - there are more protons in the nucleus than electrons surrounding it. The first test is to determine the correct exposure for a film positive . Where we find ourselves now, however, is a brighter, more positive and optimistic place. According to orthodox Christianity, evil is not a positive force but the absence of God. Otherwise, the outlook was impressively positive and upbeat. the pregnancy test was positive It's important to dwell on the positive in life, because tragedy lurks around the corner. For our purposes, it's enough to say that lowering inflation has positive growth effects. Any of these scenarios could result in a positive drug test for someone who is not impaired while driving. I was almost positive that enlisted men were not supposed to speak to their betters in such a familiar manner. Individuals were classified as alopic if they had a positive reaction to any tested allergen. They blame all the ills of society on them’, rather than looking for positive solutions. Plucker used a glass tube filled with air and containing a positive and a negative electrode. At least one of the positive and negative high voltage power supplies switches between a high state and a low state. In other words, it attempts to form a positive conception of noumena. The rate of offending for street crime is down by 19 per cent, a very positive decrease that is down to a lot of hard work and effort. In some cases architectural features can have a positive impact on security and on the appearance of a building. Truth be told, he didn't get many positive responses to his concerns. You need someone who has the actual expertise to confirm positive identification. I am positive that the band would sell thousands of records with numerous sold out tours if they were American. What I hope is distinctive about this book is that it mainly concentrates on a positive case for atheism rather than on attacks on religion. There is a positive response from farmers to the safety message. Officers had been per cent positive it was Jenna because the teenager's ring was found with the body. positive thinking Negative arguments present themselves all too easily, but look at the positive . The aim is to build a positive image for a brand that can provide long-term returns. Once you've got that original positive , you can do what ever you want, and it looks pretty cool in its own right - I have one hanging in my hall. At the same time, he tried to use egotism in a positive way, rather than destroying it outright. Tuberculin skin test results are positive in two thirds of patients. Günün İngilizce Kelimesi responsible sorumluluk sahibi İngilizce Sorular Fill in the blanks. …...................... 1999. …...................... Thursday in-on on-in over-under up-down Günün İngilizce Deyimi a large group of people of the same race who share the same language, traditions and history aynı dili, gelenekleri ve tarihi paylaşan aynı ırktan insanların oluşturduğu büyük bir grup İngilizce öğrenmek için kursa gitmek şart değil! Hemen tıkla, ücretsiz dene! İngilizce sözlük cebinizde Clickivo'yu ücretsiz olarak akıllı telefonunuza hemen indirin, anlamını merak ettiğiniz kelimeleri ücretsiz olarak öğrenin! Bu sayfada ingilizce Formant türkçesi nedir Formant ne demek Formant ile ilgili cümleler türkçe çevirisi eş anlamlısı synonym Formant hakkında bilgiler ingilizcesi Formant anlamı tanımı türkçe sözlük anlamı veya kelime anlamlarını bulabilirsiniz. Formant türkçesi Formant nedir ile ilgili cümlelerEnglish Ali is an informant for the FBI. Turkish Ali FBI için bir ingilizcede ne demek, Formant nerede nasıl kullanılır?Informant Haber veya bilgi veren kimse. Haber kaynağı. hasta hakkında bilgi veren kişi. İspiyoncu. Muhbir. Bilgi veren. Denek. İhbarcı. Bir alan tarama sürecinde kendilerinden bilgi sağlanan sözlü kaynak. fatigue Bir soruşturu ya da görüşmede genellikle 15-25 dakikadan sonra ilgi ve yoğulumun dağılmasına yol açan bedensel ve özgücül durum. Yanıtsayıcı İspiyoncu. Haber veya bilgi veren kimse. Denek. Haber kaynağı. İhbarcı. Muhbir. İtirafçı. hasta hakkında bilgi veren kişi. Haber veren. Bilgi veren forman Jan tomás forman 1932 doğumlu abd'de yaşayan çek sinema yönetmeni amadeus, the people vs. larry flint ve diğerlerinin yönetmeni.Forman Milos forman 1932. Kuzey dakota eyaletinde şehir. Soyadı. Ustabaşı. Amerika birleşik devletleri'nde yaşayan çek sinema yönetmeni amadeus , skandalın adı larry flint ve başka filmleri yönetmiş olan.Conformance Uygunluk kontrolü. Uygunluk. Uyum sağlama. performance Uçak performansı. Uçağın performans performance Komünikasyon performance Gündüz gösterimi. Gündüz gösterisi. Gündüze rastlayan film oynatımı. Sinema, televizyon alanlarında kullanılır. Öğleden sonra, hava kararmadan düzenlenen rom performance data Cd-rom başarım Formant Türkçe anlamı, Formant eş anlamlısıSözcükler, direkt olarak Formant ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler Gövde uçak. Evvelsi. Sabık. Kalıpçı. İlk söylenen. Geçen. Eski. Öncel. Düşük. Önemsiz. Göstermelik. Sözde. Yazılı. Önemsiz fark veya derece vb. İtibari. Çok düşük fiyat veya rakam vb. Saymaca. İsim türünden veya isme ait İdare amiri. Patron. İlkel topluluklarda görülen, çok az kurumlaşmış olan ve gücü kimi kez aşırı bir başına -buyruk- yönetimin gücü biçimini alan önder tipi. Şef. Üst. Reis. Belli başlı. Ana. Amir. En dress Kuyruklu ceket. Resmi kıyafet. Frak. Tören elbisesi. Resmi giysi. Çok resmi toplantılarda giyilen elbise. Resmi Üstünkörü. Baştan savmacı. Acele yapılan. Formalite gereği yapılan. Yarım yamalak. Yapmış olmak için. Yalap şap. Göstermelik. Baştan savma. Şekillendirici. Dökmeci. Çürütmek. Kalıpçı. Dökülmek. Ufalanmak. Çürümek. Leş. Kuvvetli. Sahte banknot. Ölü. Resmi. Sert. Sahte para. Sıkı. Üstüne yatmak. Gelişme. Sözcük kökünü geliştirebilir. Şekil veren. Takı. Şekillendiren. Oluşumsal. Teşkil eden. Geliştirici. Oluşmaya Tören. Usul. Samimiyetsizlik. Biçimcilik. Resmilik. Teklif. Resmiyet. Adet. Biçinti. Giymek. Rendelemek. Hizalanmak. Giydirip kuşatmak. Kıyafet. Pansuman yapmak yaraya. Giydirmek. Temizlemek tavuk veya balık vb'ni. Şekil vermek. synonyms semi formal, form only, prescribed, honcho, moldered, moldering, conventional, straw boss, formalness, molder, mouldering, mouldered, assistant foreman, starchy, formers, titular, supervisor, semiformal, white tie, pro forma, buckram, editor, ceremonious, ganger, the former, molders, ceremonial, black tie, positive, moulders, gaffer, boss, zıt anlamlı kelimeler, Formant kelime anlamıInformal Laubali. Enformel. Teklifsiz. Formaliteye uygun olmayan. Gayri resmi. Konuşma diline özgü. Kanunen geçersiz. Gündelik. Merasimsiz. Geleneksel olmayan. Laubali. Geleneklere uymayan. Alışılmamış. Göreneklere uymayan. Teklifsiz. Kalender. Görenek dışı. Alışılmadık. Kayıtdışılık. Geçersizlik. Resmi olmama. Formaliteye uymama. Merasimsizlik. antonyms unofficial. Sayfa düzgün görüntülenmiyorsa, lütfen sayfayı yenileyin. F5 16 March, 2015 Günlük konuşmada sık kullandığımız kelime türlerinden biri de sıfatlardır. Bir nesneyi ya da kişiyi tanımlamaya çalıştığımızda sıfatlar olmadan tek bir kelime bile söyleyemeyiz. En çok işimize yarayacak kelimelerin başında gelir sıfatlar. Sıfatları bir çok farklı konu başlığında göreceğiz. Burada ise sizlere özellikle kendimizin ya da başkasının kişiliğinden bahsederken kullanabileceğimiz sıfatlardan örnekler vererek, nasıl kullanıldıklarını göstermeye çalışacağım. Kişilik sıfatları bir kişinin karakterini veya kişiliğini tanımlamaya çalışırken başvuracağımız sıfatlardır. Kişilik sıfatları personality adjectives “What is he like?” O nasıl biri? sorusuna yanıt verirler. Aşağıdaki örneklere bakarak bu sıfatların nasıl kullanıldıklarını anlamaya çalışalım. Kate is a kind girl. She likes to help people. Nick is clever. He can solve very difficult math seems polite. He never uses bad sıfatlarını temelde, olumlu positive ve olumsuz negative olarak ikiye ayırmamız mümkün. Aşağıda size bir kaç olumlu ve olumsuz kişilik sıfatı örneği vereceğim. Sizler elbette daha çok okuyarak ve İngilizceye daha fazla vakit ayırarak çok daha fazla sıfat öğrenebilirsiniz. Personality Adjectives Positive honest dürüst calm sakin funny komik gentle nazik easygoing geçinmesi kolay nice hoş wise akıllı, bilge hard-working çalışkan friendly arkadaş canlısı Negative bossy patronluk taslayan cruel zalim foolish ahmak jealous kıskanç mean cimri, kaba nasty pis, kötü, müstehcen lazy tembel rude kaba stubborn inatçı selfish bencil obsessive takıntılı Yazar blntertas 1 Post İngilizce Sıfatlar Nedir ve Nasıl Kullanılır?TÜRKÇEDE SIFATHer dilde olduğu gibi İngilzicedede sıfatlar konusu bulunmaktadır. İlk önce sıfatın genel bir anlamından bahsedelim sonra ingilizcedeki konumuna bakalım. Sıfatlar ilkokuldan beri işlenilen bir konudur. Öğrenciler her yıl sıfatlar konusunu görmektedir. Fakat her sene daha fazla detaylı işlenmektedir. Sıfatlar genel olarak isimleri niteleyen sözcük türü olarak adlandırılabilir. Sözcüğün arkasına gelen sıfat, isme sorulan nasıl ve ne kadar sorularını cevaplar. Yani sıfat ismi niteler, onun miktarından bahseder ve onun hakkında bilgi SIFATKendi ana dilimizde sıfat konusunu öğrendikten sonra artık İngilizcedeki sıfat konusunu anlamak hayli kolaylaşacaktır. İngilizcede sıfatlar adjectives olarak bilinir. Türkçede olduğu sıfat ismin önüne gelir. Mesela Türkçede kırmızı araba İngilizcede ise red car’dır. Gördüğünüz gibi sıfatlar Türkçede olduğu gibi ismin önüne gelmekte ve nasıl ne kadar sorularına cevap vermektedir. İngilizcede bu sorular how ve how much/how many’dir. Şimdi örnek cümleyi are four red cars in front of the house – Evin önünde dört tane kırmızı arabaİlk olarak ismi bulalım. Burada nitelenen isim car yani arabadır. Ardından soruyu soralım araba sayılabilir olduğundan how many kalıbını kullanmalıyız. How many cars are in front of the house? Bu soruda evin önünde kaç tane araba var diye sorduk. Cevabımız dörttür. Şimdi arabaların hangi renk olduğunu soralım Which color are the cars or What colors are the cars. Cevabımız en çok kullanılan sıfatlar nelerdir?Bu listede İngilizcede en çok kullanılan sıfatlara yer verdik. Bu sıfatları cümle içinde kullanarak ezberleyebilirsiniz. İngilizcede söylenir ki 1 milyonu aşkın kelime bulunmaktadır. Fakat günlük hayatta kullanılan kelime sayısı 300-400 arasındadır. Bu nedenle en çok kullanılan sıfatlara hakim olmak size günlük hayatta çok fazla avantajı – büyüksmall veya little – küçükfast – hızlıslow – yavaşgood – iyibad – kötüexpensive – pahalıcheap – ucuzthick – kalınthin – incenarrow – darwide – genişbroad – genişloud – gürültülüquiet – sessizintelligent – zekistupid – aptalwet – ıslakdry – kuruheavy – ağırlight – hafifhard – sertsoft – yumuşakshallow – sığıdeep – derineasy – kolaydifficult – zorweak – zayıfstrong – güçlürich – zenginpoor – fakiryoung – gençold – yaşlılong – uzunshort – kısahigh – yükseklow – alçakgenerous – cömertmean – acımasıztrue – gerçek/ doğrufalse – sahte/ yanlışbeautiful – güzelugly – çirkinnew – yeniold – eskihappy – mutlusad – mutsuzsafe – güvenlidangerous – tehlikeliearly – erkenlate – geçlight – aydınlıkdark – karanlıkopen – açıkclosed veya shut – kapalıtight – sıkıloose – bolfull – doluempty – boşmany – çokfew – azalive – canlıdead – ölühot – sıcakcold – soğukinteresting – ilginçboring – sıkıcılucky – şanslıunlucky – şanssızimportant – önemliunimportant – önemsizright – DOĞRUwrong – YANLIŞfar – uzaknear – yakınclean – temizdirty – kirlinice – hoşnasty – çirkinpleasant – hoşunpleasant – hoş olmayanexcellent – mükemmelterrible – berbatfair – adilunfair – adil olmayannormal – normalabnormal – anormalGenel hatlarıyla İngilizce ve Türkçede sıfatları gördünüz. Şimdi daha detaylı incelemeye devam sıfatları birkaç başlık halinde ele Adjectives Aitlik SıfatlarıAitlik sıfatları adından da anlaşıldığı üzere bir aidiyat ve sahiplik belirtir. Mesela Türkçede benim, senin,onun,bizim,sizin ve onların gibi aitlik sıfatlarını sıkça kullanırız. İngilizcede ise bunlarMy – BenimYour – Senin/sizinHis – Onun erkekler içinHer – Onun kadınlar içinOur – BizimIts – Onun cansız nesneler ve hayvanlar içinMesela benim arabam derken benim sözcüğü bir sıfattır. Aynı zamanda İngilizcede my car derken my sözcüğü de sıfattır. Aitlik sıfatları sınıfına Adjectives İşaret SıfatlarıBu işaret sıfatları herhangi bir şeye fiziksel boyutta işaret ederken kullanılır. Türkçede işaret sıfatları bu,şu,o,bunlar,şunlar,onlar. İngilizcede ise bunlarThis – Türkçedeki bu işaret sıfatının karşılığıdır. Yakın yerde bulunan nesneleri işaret etmek için kullanılır. – Türkçedeki şu işaret sıfatının karşılığıdır. Uzak yerde bulunan nesneleri ve varlıkları işaret etmek için kullanılır. – Türkçedeki bunlar işaret sıfatının karşılığıdır. Yakın yerde bulunan nesneleri ve varlıkları işaret etmek için kullanılır. – Türkçedeki şunlar işaret sıfatının karşılığıdır. Uzak yerde bulunan nesneleri ve varlıkları işaret etmek için kullanılır. Türkçede “Bu arkadaşım çok zeki dediğimizde, “bu” ifadesi işaret sıfatıdır. Yani kendisinden sonra gelen isme işaret eder ve niteler. Burada “arkadaşım” ismi and Superlative Karşılaştırma SıfatlarıEğer iki nesneyi karşılaştırıyorsak Comparative karşılaştırma cümlesi nedir? Örneğin Ahmet sizden uzunsa siz şöyle diyebilirsiniz Ben Ahmetten kısayım veya Ahmet benden uzun. Bu iki cümle de karşılaştırma içermektedir. Bu yapı ingilizcede şu is taller than me – Ahmet benden daha uzunEğer sıfat bir veya iki heceliyse sıfata -er eklenir. Mesela bright sıfatı iki heceli olduğu için karşılaştırma yaparken brighter sıfat ikiden fazla heceyse -er eklenmez, more eklenir. Sıfatta önce eklenir. Mesela interest sıfatı iki heceden fazla olduğu için interester yerine more interest ifadesi ise iki kişiyi karşılaştırmaktan ziyade bir kişiyi genel bir grup, sınıf yani bir topluluk ile karşılaştırmaktır. Türkçede en dediğimiz ifade bu yapının karşılığıdır. Bir heceli sıfatların sonuna -est eklenir. Sıfatın hece sayısı ikiden fazla ise başına most is the laziest person in the group – Ahmet grubun en Adjectives Belgisiz SıfatBelgisiz sıfat yani belirsiz sıfat olarak tanımlanabilir. Bu sıfat türünde adından da anlaşılacağı üzere belirsizlik söz konusudur. Bir isimden önce gelen belgisiz sıfatlar belli bir nesneyi ve kişiyi kast etmez. Türkçede bazı belgisiz sıfatlar çok, pek çok, bazı, hiç, hiçbir, herhangi…İngilizcede ise much/many, several, some, few, little…İngilizcede kısa sıfatlar denildiğinde akla gelen ilk sıfat türü Indefinite Adjectives’ Adjectives Niteleme SıfatlarıNiteleme sıfatları kendisinden sonra gelen ismi renk,şekil ve cins bakımından niteler. Mesela yeşil elma ve sharp window derken yeşil ve sharp keskin birer niteleme sıfatıdır. İngilizcede en çok kullanılan sıfatlar niteleme SIFATLARIN GÜNLÜK HAYATTA KULLANIMIGünlük hayatta, okulda, işte, sunum yaparken ve hayatımızın her alanında sıfatlar kullanırız. İngilizce sıfatlar listesi yukarıda verilmişti. O listeden gün içinde kullandıklarınızı not edin ve ne kadar fazla kullandığınıza bakın. İngilizcede en çok kullanılan sıfatlar için ise Google’a top 100 adjectives in English yazmanız yeterli. İngilizce kelime bakımından çok zengin olduğu için sıfatlar konusunda da epey fazla çeşit barındırmakta. İngilizce sıfatların sayısı tam olarak bilinmese de 4,800 olarak tahmin edilmektedir. Bu kadar çeşitlilik barından ve sayıca hayli fazla olan sıfatlar İngilizcede günlük hayatta çok önemli bir yere sahiptir. Mesela gün içinde nesnelerin özelliklerinden bahsederken, istatistik ve sayı kullanırken, yol tarif ederken hatta alışveriş yaparken bile İngilizce sıfatlar kullanırız. Bunun yanı sıra yolculuk ederken, yazarken ve çizerken ve hep sıfatlar ile haşır neşir oluruz. İngilizcede günlük hayatta daha fazla sıfat kullanmak ve nesneleri tasvir etme alanında kendinizi geliştirmek istiyorsanız alttaki linkleri kullanabilirsiniz. Ayrıca sıfatların çeşitli türleri mevcut tek heceli sıfatlar, olumlu ve olumsuz sıfatlar. Bu gibi daha fazla bilgiye ve konu anlatımına ulaşmak için websitemizi ziyaret edebilirsiniz. En çok kullanılan İngilizce sıfatlara ulaşmak için tıkla Sıfatlar ile İlgili CümlelerBu başlıkta İngilizce Sıfatlara dair cümlelere yer verilecektir. İyi okumalar..İngilizce Olumlu Sıfat Cümleleriİngilizce Olumlu Sıfat CümleleriTürkçe çevirileriThey are amazing familyOnlar harika bir aileI am a rich manBen zengin bir adamımYou are so kindÇok naziksinHe wrote meaningless stuffsO anlamsız şeyler yazdıShe is such a beautiful girlO çok güzel bir kızThe dress she wore was awfulGiydiği elbise berbattıLinda’s hair is gorgeousLinda’nın saçı muhteşemThe curved cave sounds horribleKavisli mağara korkunç görünüyorYou are small, you have to eat moreKüçüksün, daha çok yemelisinYou have straight bodyDüz bir vücudun varMarcos is taller than JorgeMarcos, Jorge’den daha uzunHe has round noseOnun yuvarlak bir burnu varThe earth is flatDünya düzdürWe are such a big familyBiz çok büyük bir aileyizThe hurricane was giganticKasırga çok büyüktüWe need massive brains to rescue the worldDünyayı kurtarmak için devasa beyinlere ihtiyacımız varYour sister is too tinyKız kardeşin çok ufak tefekI am shorter than youBen senden kısayımThis cushion is very softBu yastık çok yumuşakWhen I go a place which has grass, it is very scratchy day for me olan bir yere gittiğimde benim için çok cızırtılı bir gün sun is very hotGüneş çok sıcakYour hand is so smoothElin çok pürüzsüz/yumuşakThe triangle has three sharp pointsÜçgenin üç keskin noktası vardırHis father was a rough manBabası sert bir adamdıThis dessert is so deliciousBu tatlı çok lezzetliThere are some kind of chocolate which are more bitterDaha fazla acı olan çikolata türleri de varSome dangerous candies are decorated by over doze sweetBazı şekerler aşırı şeker barındırması nedeniyle çok zararlıdırİngilizce Olumsuz Sıfat CümleleriİNGİLİZCETÜRKÇEI am aggressive in these daysBugünlerde agresifimHe is not liked because he is arrogantKibirli olduğu için sevilmezShe is boastful that she doesn’t like anybodyKimseyi sevmiyor ve bunla övünüyorBecause he was grown up in a rich family, he is bossyZengin bir ailede büyüdüğü için otoriter bir kişiliği varThe film last day I watched was very boring so ı didn’t watch and shut downGeçen gün izlediğim film çok sıkıcıydı bu yüzden izlemedim ve kapattımBabies are so delicate that babysitter shouldn’t be carelessBebekler o kadar hassastır ki çocuk bakıcıları dikkatsiz olmamalıdırSome girls are very clingyBazı kızlar çok ilgi isterlerThere are some people in the history that they are so cruel that they killed lots of peopleTarihte bazı acımasız insanlar vardır ki birçok insanı girls behave cowardly towards their boyfriendBazı kızlar erkek arkadaşlarına karşı korkak davranırlarHe is such ad deceitful that nobody wants to share secret with himO kadar aldatıcı ki kimse onunla sır paylaşmak istemiyorHe is said to be dishonest because the illegal things he didYaptığı yasadışı şeyler yüzünden sahtekâr olduğu söyleniyorSometimes I am very fussy that I do wrong things in a wrong timeBazen o kadar telaşlı olurum ki yanlış zamanda yanlış şeyler yaparımWhen you have a friend who is greedy, move away from himAçgözlü bir arkadaşın olduğunda ondan uzaklaşMy mother said me that I was very grumpy childAnnem bana çok huysuz bir çocuk olduğumu söylerdiThere is a conception that fathers should be harsh. Do you think is it true?Babaların sert olması gerektiğine dair bir anlayış var. Bunun doğru olduğunu düşünüyor musun?I am not patient against people who are impatientSabırsız insanlara karşı sabırlı değilimSome kind of peope are impulsive that they don’t hear what they sayBazı insanlar çok fevridir, ne dediklerini bile is jealous of his boyfriendO erkek arkadaşını kıskanıyorI am very moody today. Because it is rainingBugün çok karamsarım. Çünkü yağmur yağıyorEvery people mentions to be open-minded until they hear ideas against their thoughtHer insan kendi düşüncelerine karşı fikirler duyana kadar açık görüşlü olmaktan be rude to him. He is your brotherOna kaba olma. O senin kardeşinIf you are selfish, then you have not chance to be hereBencilsen burada olma şansın yokWhen I see an unhappy person, I start to feel his feelingsMutsuz bir insan gördüğümde onun duygularını hissetmeye başlarımİngilizce Sıfatlar ile Olumlu CümlelerİNGİLİZCE SIFAT OLUMLU CÜMLETÜRKÇESİJack is very thinJack çok inceThe red car collided with black truckKırmızı araba siyah tır ile çarpıştıShe is so beautiful that everyone likes herO, o kadar güzel ki herkes onu beğeniyorMy cousin is so smart that he is able to calculate even he is three years oldBenim kuzenim o kadar zeki ki üç yaşında olmasına rağmen hesaplama işlemlerini yapabiliyorWe saw a brilliant film last nightDün gece olağanüstü bir film izledikİngilizce Sıfatlar ile Olumsuz CümleBu listede olumsuz sıfat cümlelerini derledik. İyi SIFAT OLUMSUZ CÜMLETÜRKÇESİHe doesn’t know how to behave in social groups. He seems indiscreetSosyal ortamlarda nasıl davranmasını bilmiyor. Düşünmeden konuşan birine benziyorOur teacher is always aggressive. We think he discuss with his wife every öğretmenimiz her zaman agresifdir. Sanırım her gece eşiyle tartışıyorMy father is a little bit stingy. Once a time he didn’t buy a gift for his own mother birthdayBenim babam biraz para-gözdür. Bir keresinde annesinin doğum günü için hediye bile almamıştıWhen I watch drama films, it affects me so much that I am depressed want to stay home all dayDrama filmleri beni çok etkiliyor. Depresyona giriyorum ve tüm gün evde kalmak istiyorumThe film we watched at cinema was disgusting. We felt sorry for the money we sinemada izlediğimiz film berbattı. Ödediğimiz paraya yazık!!İngilizce Sıfatlar ile Soru CümleleriİNGİLİZCE SIFAT SORU CÜMLESİTÜRKÇESİDo you think is it logical to go out? Look at the weather. It is raining cats and dogsSence dışarı çıkmak mantıklı mı bu havada? Havaya baksana!! Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyorHave you ever gone to their antique house?Hiç onların antik evine gittin mi?Which shop is much cheaper? The right one or the left one?Hangi market daha ucuz? Sağdaki mi soldaki mi?Did you see the massive cloud last day at the sky? It looked like a enormous dogDün gökyüzündeki devasa bulutu gördün mü? Köpeğe benziyorduWhy do you insist on buying the black jacket? I think the blue one is much more good and it is cheapNeden siyah ceketi almakta ısrar ediyorsun? Bnece maviyi almalısın. O daha ucuz ve daha güzelİngilizce Olumlu SıfatlarİNGİLİZCE SIFATLARTürkçesiÖRNEK CÜMLETÜRKÇE ANLAMIAloneYalnızI am so alone because my family went to the vacation and I have been staying at homeÇok yalnızım çünkü ailem tatile gitti ve ben evde kalıyorumActiveAktifShe is the most active person I have ever seenO şimdiye kadar gördüğüm en aktif insanApparentAçık, belliDo you differentiate the apparent one and the other oneGörünen olanı diğerinden ayırıyor musun?BasicTemelThere are some basic rules before playing a guitarGitar çalmadan önce bazı temel prensipler vardırCapableYetkinDo you think he is capable of doing goalkeeperKalecilik yapabileceğini düşünüyor musun?BusyMeşgulHe is CEO and, apparently he is so busy. He is running to the bussinessO CEO ve görünüşe göre çok meşgul. İşe koşuyorCentralMerkeziThe car is supported by central mechanismAraba, merkezi mekanizma ile desteklenirClearTemizThe sky was so clear last night that I could see everythingDün gece gökyüzü o kadar açıktı ki her şeyi görebiliyordumComfortableKomforlu, rahatMy father surprised that I am a little bit more comfortable against those conditionsBabam bu durumlara karşı ne kadar rahat olduğumu görünce biraz şaşırdı birazComplexKarışıkMany student think that mathematic is so complex. They give up immediatelyBirçok öğrenci matematiğin çok karmaşık olduğunu düşünüyor. Hemen pes ediyorlarİngilizce Olumsuz SıfatlarİNGİLİZCE SIFATLARTÜRKÇESİÖRNEK CÜMLETÜRKÇE ANLAMIArrogantKibirliHe is so arrogant that he doesn’t accept somebody who is inferior than himto his roomO kadar küstah ki, kendisinden aşağı birini odasına kabul you think I am big-headed? I hear some gossipSence ben egolu muyım? Biraz dedikodu duyuyorum bunun hakkındaVainBeyhudeI studied so hard to University Exam but it was Sınavı için çok çalışmıştım fakat he won the prize, he seems a little bit boastfulÖdülü kazandıktan sonra biraz kendiyle övünüyorCynicalEleştirelShe has a pretty cynical view of menErkekler hakkında oldukça alaycı bir görüşe sahipImpoliteKabaThe police was impolite against the citizenPolis vatandaşa karşı kaba davrandıThoughtlessDüşüncesizMy sister is a little thoughtless sometimesKız kardeşim bazen biraz düşüncesizdirInconsiderateEmpati yoksunuMy ex-wife was so inconsiderate so I divorcedEski karım çok düşüncesizdi ve bu yüzden boşandımCruelAcımasızAdolf Hitler was so cruel to the Jewish peopleAdolf Hitler Yahudi halkına çok acımasızdıDishonestDürüst olmayanI accept that my brother is a little bit dishonest sometimes against my fatherKardeşimin bazen babama karşı biraz dürüst olmadığını kabul ediyorumİngilizce dilbilginizi geliştirmek mi istiyorsunuz? Sitemizi ziyaret edin.

positive form ile ilgili cümleler